Neden Zafer Partisi

Zafer Partisi Kuruluş Bildirgesi Ve Neden Zafer Partisi

26 Ağustos 2021

Türk İstiklal Harbinin ilk günü olan 19 Mayıs 2021’de  Zafer Partisi’ni kuracak olan Ayyıldız Hareketi mensupları Zafer Partisi’nin kuruluşunun ilk adımını atarak, Anıtkabir’i ziyaret etmiştir. Ayyıldız  Hareketi mensupları, İstiklal Harbimizin önderi, devletimizin kurucusu Aziz Atatürk’ü dua ve şükran ile andık.

            Ayyıldız Hareketi mensuplarını temsil eden bir grup Ümit Özdağ başkanlığında bir heyet ile 29-31 Mayıs tarihleri arasında Türklük için tarihin başladığı noktayı Yesi veya diğer adı ile Türkistan’ı ziyaret ettiler.

            Yesi, Büyük Hun Başbuğu Mete Han’ın başkentidir. Mete Han’ın yürüdüğü topraklarda yürüdüler.

            Yesi, bugün Türk Milletinin sahip olduğu Müslüman Türk kimliğini şekillendiren Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesini ziyaret ettiler, dua ettiler.

            Yesi’nin güzel caddelerinde Kazakistan’ın kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yan yana heykellerini ve Türk Birliği ile ilgili sözlerini taşa kazınmış olarak gördüler.

            Atatürk’ten sonra Türk Birliği düşüncesini Türkiye’de yaşatan Başbuğ Alparslan Türkeş’i tarihin nasıl haklı çıkardığını hatırladılar, rahmet dileyerek andılar 

            Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesinden aldığımız toprakla Türkiye’ye geldik.

            Ümit Özdağ’ın başkanlığındaki Ayyıldız Hareketi Heyeti, 26 Haziran 2021’de Hacı Bektaş Veli Hazretleri’nin türbesini ziyaret etti, dua etti.

Ümit Özdağ 850 sene sonra ilk kez Yesi’den Hacı Bektaş’a gelen toprağı, Hacı Bektaş Veli’nin türbesinin girişindeki karadut ağacının dibine serdi.

            Rivayete göre Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş’a dergahını nerede kuracağını göstermek için Yesi’den bir yanan dalı Anadolu’ya fırlatmış. Bu yanan dal karadut ağacına dönüşmüş ve Hacı Bektaş Veli,  bu karadut ağacı meyve verdiği sürece Anadolu’da Türk Milleti hüküm sürecek demiş.

            Karadut ağacı gelecek 1000 senede en güzel karadutlarını verecek inşallah.

            Hacı Bektaş ziyareti sonrasında Ayyıldız Hareketi mensupları, Türkiye’yi gezmeye başladı. Halkın katıldığı toplantılarda değerlendirmeler yaptı, vatandaşlar ile konuştu, esnafımızı ziyaret etti. Öte yandan Ayyıldız Hareketi Ankara ve İstanbul’da konferanslar, çalıştaylar düzenledi. Türkiye’nin  temel meselelerini tahlil eden ve çözüm önerileri ortaya koyan kitaplar, raporlar, bildiriler yayınladı. Bu  süreçte Zafer Partisinin program ve tüzük hazırlıklarını tamamladı.

            Bütün bunlar olurken Türkiye her geçen gün Ayyıldız Hareketinin Suriyeliler, Afganlar  konusunda yaptığı uyarılar konusunda ne kadar haklı olduğunu daha iyi anladı. Ayyıldız her geçen gün daha güçlü esen rüzgar ile daha keskin hatlar ile dalgalanmaya başladı.

             26 Ağustos 2021. Malazgirt Meydan Muharebesinin ve Anadolu’nun kapılarının Türk milletine açılışının 950.yılı.

            26 Ağustos 2021. 100 sene önce bugün, Sakarya Meydan Muharebesi devam ediyor. Yunan taarruzu devam ediyor. Türk ordusu sert saldırılar karşısında zorlanıyor. 22 gün, 22 gece süren muharebenin ilk günleri. Türk cephesi çökebilir.

            Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Meclis Başkan Vekili Adnan beye “Dakika tehiri idam cezası muciptir” kayıtlı çok gizli bir telgraf çeker. Ankara’nın tahliyesi için hazırlıklara başlanmasını istemiştir. Telgrafı alan Adnan bey üzüntü içinde danışmak için öğlen Tacettin Dergahı’nda dinlenmekte olan Mehmet Akif’in yanına gider. Odada oturanların dışarı çıkmasını ister. Baş başa kalınca telgrafı Mehmet Akif’e uzatır.

            Telgrafı okuyan Mehmet Akif’in ağzından şu cümle dökülür: “Geleli 850 sene olmuştu.” Mehmet Akif ve Adnan Bey, Meclise gitmek üzere dışarı çıktıklarında yollarda Kayseri’ye geri çekilmekte olan bir kağnı konvoyu görürler. Mehmet Akif, elinde Kuran-ı Kerim bir kağnının üzerine çıkar ve halka şöyle seslenir: “Ankara düşmeyecek. Ankara düşmeyecek. Çünkü Ankara’nın düşmeyeceği, Kur’an-ı Kerim’de yazıyor.”  Halk sakinleşir.             Kısa bir süre sonra Mustafa Kemal Paşa’dan ikinci telgraf gelir. “Asker muharebeyi kabul etti.”  Cephe çökmemiş,  Türk ordusu Yunan saldırısını durdurmuştur.

Mehmet Akif’in hitabından 1 sene sonra, 99 yıl önce 26 Ağustos 1922’de Türk Ordusu Büyük Taarruza geçerek, emperyalizmin kiralık ordusunu denize dökmüştür. İstiklal Harbimiz büyük bir zafer ile sona ermiştir.

İstiklal Harbimizin Üzerinden 100 Yıl Geçtikten Sonra Yeni Saldırı Başladı.             

İstiklal Harbimizin üzerinden 100 sene geçtiği bugünler yine ülkemize emperyalizm saldırmaktadır. 100 sene önce Anadolu’da Türk Milletinin hukukuna son vermek için kiralık Yunan ordusunu kullanan emperyalizm bu kez kavimler göçü benzeri bir stratejik göç mühendisliği ile Türkiye’ye sürdüğü milyonlarca sığınmacı ve kaçak ile saldırmaktadır.

            Türk Milleti’nin Anadolu’da egemenliğinin temelini sarsmak, ülkemizi istikrarsızlaştırmak ve nihayetinde Yugoslavya, Irak, Suriye, Lübnan gibi iç savaşa sürüklenmek isteniyor. Türk kentleri, ilçeleri adım adım örtülü bir istila ile ediliyor. Emperyalizm askeri okullarında ülkemize yönelik yönlendirilmiş göçleri, politik savaş olarak adlandırıyor. Amaçları, Türkiye’yi sığınmacılar üzerinden iç çatışmaya sürüklemek ve Türkiye iç çatışma ile mücadele ederken, Türkiye’den güney ve doğu Anadolu’yu koparmaktır. 

Saray  Rejimi ve Sarı Muhalefet Teslim Olmuştur

Türk Milletinin hukukuna yapılan saldırı ve sürdürülen savaş karşısında gerek Saray Rejimi gerek sarı muhalefet tam bir teslimiyet ve duyarsızlık içindedirler. Ülkemizin örtülü istilası Erdoğan Suriyelilerin Türkiye’de kalması için gizli bir program yürütmektedir. Erdoğan’ın yakın çevresindeki Kürtçü kadro bir yandan ve Arap ırkçısı kadro bir yandan Suriyelilerin Türkiye’de kalması için çalışmaktadır. Özetle bütün Türk düşmanı kadrolar Anadolu’nun istilasını sevinçle karşılamaktadır.

            Büyük Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi artık Atatürk’ün partisi değildir. Atatürk’e Erdoğan gibi Atatürk diyemeyen CHP il başkanları, Tunceli’de emperyalizmin köpeklerinin yaptığı ayaklanmayı bastıran şanlı Türk ordusunu soykırımla suçlayan CHP milletvekillerinin olduğu bir parti Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi değildir.

            Vatanseverlerin, gerçek Atatürkçülerin oylarını işgal eden Dersim CHP’si İstiklal Harbimizden 100 yıl sonra Türkiye’ye gerçekleşen demografik saldırıya teslim olmuştur. Hazırladıkları raporda Suriyelileri Türk vatandaşı yapmak için kararlar almışlardır. Şimdi Zafer Partisi’nin güçlü, kararlı, tavizsiz direnişi karşısında “Bizde Suriyelileri ülkelerine yollayacağız” twitleri atarak vatansever CHP’lileri aldatmaya çalışan Kılıçdaroğlu diğer taraftan da vatansever CHP’lilerin sığınmacı politikalarını protesto eden eylemlerini yasaklamaktadır.

Türk Milleti Sığınmacıların Ülkelerine Dönmelerini İstemektedir

Türk Milleti’nin yüzde 90’ı gibi ezici bir çoğunluğu Suriyelilerin Suriye’ye, Afganların Afganistan’a, Iraklıların Irak’a, İranlıların İran’a dönmesini istemektedir. Türk Milleti ülkemizin örtülü bir şekilde istila edildiğinin farkındadır.

            Türk milleti, zayıfa, biçareye, yardıma muhtaç olana kapısını açar ancak ülkesinin işgal edilmesine müsaade etmeyecektir.

            Türk Milleti, Türkiye Türklerindir demektedir ve Milletimizin bu doğrultudaki  iradesi siyasette bugüne değin hiçbir siyasi parti tarafından temsil edilmemekteydi. Bugünden itibaren Türk Milletinin iradesi Türk siyasetinde temsil edilmektedir.

Zafer Partisine Saldıracaklar

Önümüzdeki süreçte emperyalizmin yerli işbirlikçileri, bölücüler, liberaller, selefiler, yandaşlar, sessiz ve derinden sarı muhalefet bize “yabancı düşmanı” ve “ırkçı” diye saldıracaklardır.

            Bize ırkçı ve yabancı düşmanı diyenler, Kıbrıs’ın jeopolitik önemi yoktur, Annan Planını imzalayalım diyenlerdir.

            Bize ırkçı ve yabancı düşmanı diyenler, FETÖ, sivil toplum örgütü, demokrasinin gelişmesine katkı veriyor diyenlerdir.

            Bize ırkçı ve yabancı düşmanı diyenler, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının ortaklarıdır.

            Bize ırkçı ve yabancı düşmanı diyenler, PKK ile müzakereleri alkışlayıp, katil Öcalan için demokrasiyi geliştiriyor diyenlerdir.

            Bırakın bunlar bize ırkçı ve yabancı düşmanı desinler. Onların desteğini istemiyoruz. Onların oylarını istemiyoruz.

            Onlara bir tek şey söylüyoruz. Canınız cehenneme.

            Sizin hakaretleriniz bizim için iltifattır.

Irkçılık Türk Milletine Yapılıyor

Türk Milleti kimseye karşı dışlayıcı bir ırkçılık yapmıyor ancak Türk Milleti, Türk bakkalı, Türk pazarcısı, Türk manavı, Türk terzisi, Türk taksicisi, Türk fırıncısı ırkçı bir dışlamaya maruz kalıyor. Suriyeliler daha ucuz bile olsa Türklerden alışveriş yapmıyor. Üstelik Türk esnaf salgınlarda bile vergisini, SGK’sını öderken vergi ve SGK ödemeyen Suriyeli; iflas eden Türk esnafın işini devralıyor. 

Irkçılık mı dediniz. Irkçılığa Türk insanı maruz kalıyor! Biz Türklere yönelik Türkiye’de uygulanan ırkçılığa son vereceğiz. 

Zafer Partisi Türk Milletinin İradesini Temsil Etmektedir

Bizler, sevgili ülkemize yönelik hayasızca bir akına karşı gövdelerimizi siper etmemiz gereken bir süreçte Türk Milletinin huzurunu, barışını, refahını ve Türkiye’nin birliğini savunmak için, Türk Milletinin İstiklal Harbimizden 100 sene sonra ülkemize yönelik ikinci saldırısı karşısında Türk Milletini zafere doğru ilerletmek için Zafer Partisini kurarak bir araya geldik.

            Yarından itibaren Türk Milleti’nin varlık ve birlik iradesi, örtülü istila ve iç savaşa karşı mücadele iradesi Zafer Partimiz tarafından temsil edilecektir.

Zafer ümit kaynağının bir çeşmesidir. 

Zafer birçok gönüllerin birleşmesidir. 

Gönülleri birleşenler ölse de bir gün 

Gök kubbede kalacaktır seslerinden ün. 

Gönülleri birleşenler! Selam sizlere! 

Uzaklarda dertleşenler! Selam sizlere! 

Zafer Partisi Türk Milletinin Son Savunma Hattıdır

Zafer Partisi İstanbul’da işini Suriyeliye kaybeden Türk tekstil işçisinin, eşinin ve çocuğunun  karnını doyurmasının hakkını savunuyor.

            Zafer Partisi, 8 milyon insanın Türkiye’ye gelmesinden dolayı gıda fiyatlarının artması neticesinde pazardan çöp toplamak zorunda kalan Ayşe Teyzenin hakkını savunmaktadır.

            Zafer Partisi, İstanbul’da, Konya’da, Mersin’de, Gaziantep’te Suriyelilerden ötürü artan kiralardan dolayı geçim sıkıntısı ağırlaşan Türk insanının partisidir.

            Zafer Partisi, Gaziantep’te müşterisini Suriyeli terziye yitiren ve dükkanını kapatmak zorunda kalan Türk terzilerin haklarını savunuyor.

            Zafer Partisi, Şanlıurfa’da devlet hastanesinde Suriyelilerin arkasında kalmaktan sıkıldığı için özel hastaneye gidip ücret ödeyerek tedavi olmak zorunda kalan Türk vatandaşının hakkını savunuyor.

            Zafer Partisi, “Burası cennet ve huriler var” diyerek sarkıntılık yapılan, taciz edilen ve artık vatanının yollarında rahat yürüyemeyen Türk kadınlarının hakkını savunuyor. 

Zafer Partisi, dışlanan, haksız rekabete zorlanan, kendisi vergi verirken Suriyelinin vermediğini gören Türk Pazar esnafının, şoför esnafının, bakkalın, manavın, fayans işçisinin hakkını savunuyor.

            Zafer Partisi, kendi ülkesinde sığınmacılardan korkmak zorunda kalan, kendi şehrinde bazı mahallelere, caddelere, sokaklara giremeyen Türk halkının hakkını savunuyor.

            Zafer Partisi, Gaziantep’te askerden geldikten kısa bir süre sonra Suriyeliler tarafından rambo  bıçağı ile boynu kesilerek şehit edilen 21 yaşındaki Necati Bağcı kardeşimizin hakkını savunuyor.

            Zafer Partisi, İstanbul’da kaburgaları kırılarak kalbinden bıçaklanan 16 yaşındaki milli futbolcu İsmail Bayar’ın hakkını savunuyor.

            Zafer Partisi, İstanbul’da evinde misafir ettiği Suriyeliler tarafından öldürülen 70 yaşındaki Kemal Varıcı dedenin hakkını savunuyor.

            Zafer Partisi, Mersin’de “Uyuyacağım, gürültü yapmayın” dediği için Suriyeliler tarafından öldürülen 24 yaşındaki Hanefi Hisak’ın hakkını savunuyor.

            Zafer Partisi, Adana’da 27 yaşında bir Suriyeli katil tarafından katledilen 17 yaşındaki Yahya Kırlangıç’ın hakkını savunuyor.  

            Ve Zafer Partisi, Ankara’da Önder Mahallesinde “Devlet malına zarar vermeyin, yüksek sesle küfretmeyin” dediği için Suriyeliler tarafından katledilen Emirhan Yalçın’ın hakkını savunuyor.

            Büyük Türk Milletine söz veriyoruz. Son Suriyeli sığınmacı, son Afgan ülkesine dönene kadar bıkmadan, usanmadan çalışacağız. Türk Milletine söz veriyoruz. Herkes kendi vatanına dönecek.

            Kentlerimizin sokaklarında huzur içinde yürüyebileceğiz. Önder mahallesindeki Ali bey. Eşin ve kızınla 30 seneden buyana yaşadığın mahallenin parklarında ve caddelerinde huzur içinde gezeceksiniz.

            Belediye otobüslerinde, tramvaylarda, metroda kendinizi yabancı ve tek başınıza hissetmeyeceksiniz.

            Hastanelerde onunda ücretini sizin ödediğiniz hiçbir Suriyeli sizden sonra gelip, sizin önünüze geçemeyecek. Hastaneden çıktıktan sonra gittiğiniz eczanede siz ücretle ilaç alırken, Suriyelinin bedava ilaç aldığını görmeyeceksiniz.

            Okulda çocuğunuz Suriyeli öğrenci de dersi takip edebilsin diye öğretmen dersin seviyesini düşürdüğü için eğitim kalitesinin düştüğü bir ortamdan kurtulacak.

Üniversitelerimizde çocuklarımız kontenjan bulamaz iken Suriyelilerin, Taliban mensuplarının, İŞİD sempatizanlarının bizim vergilerimiz ile bizim çocuklarımızın haklarını gasp ederek okumasına son vereceğiz.

            Türk gençleri Türkiye’de kiracı değildir. AK Parti’nin dışlayıcı, baskıcı politikaları yüzünden genç doktorlarımız, avukatlarımız, eczacılarımız yurtdışına kaçarken, Türkiye’ye de ilkokul mezunu bile olmayan, “kafa keserim abi” diye böğüren Ortadoğu’nun çöplüğünü doldurmaktadır.

            Sokaklarımızda çocuklarımızı zehirleyen Afgan ve Suriyeli mafya grupları dolaşmayacak.  

            8 milyon sığınmacı ve kaçak ülkelerine döndükleri zaman kiralar azalacak. 8 milyon sığınmacı ve kaçak ülkelerine döndüğü zaman temel gıda maddeleri başta olmak üzere gıda maddelerinin fiyatları azalacak, alım gücü artacaktır. 

            Özetle, sığınmacıların ülkelerine dönmeleri ile birlikte Türkiye zincirlerinden kurtulan bir at gibi ileri fırlayacak; başı suyun altında uzun süre tutulduktan sonra nefes alan bir insan gibi ciğerlerini temiz oksijen ile dolduracaktır. 

Sığınmacılar Size Sesleniyoruz: Size Düşman Değiliz

Ülkemizdeki sığınmacılara ve kaçaklara da seslenmek isterim. Suriyeliler, Afganlar, size karşı kötü duygular beslemiyoruz. Ancak sizinle vatanımızı paylaşmak istemiyoruz. Sizi vatanımızda ancak turist olarak ağırlamak isteriz. Türk halkının misafirperverliğinden, yardımseverliğinden istifade ettiniz. Ancak Türk halkı da artık yoruldu. Artık, Türk halkının dostları olarak evinize dönün. Ülkenizi inşa edin.

Zafer Partisi Sınırlarımızı Korumak ve Sığınmacıları Yollamak İçin Anadolu Kalesini İnşa Edecek

Zafer Partisi sadece ülkemize yığdırılan milyonları geri yollanmasını planlama ve uygulamak ile bundan sonra da stratejik göç mühendislikleri veya küresel ısınmadan dolayı gelebilecek olan yeni göç dalgalarını, uyuşturucu kaçakçılarını, PKK/PYD, IŞİD, EL Kaide vs. terör örgütlerinin sızmalarını kesmek amacı ile ANADOLU KALESİ projesini hazırlamıştır. Sınırlarımızdan değil göç dalgaları, uyuşturucu çuvalları ve teröristler sivrisinek bile giremeyecektir.

            ANADOLU KALESİ çerçevesinde “Geçici Koruma Altındaki (GKA) Suriyelilerin Vatanlarına Geri Dönüş Planı ve Stratejileri” hazırlanmıştır.  Belge hazırlanırken iç hukukumuz ve uluslararası hukuk dikkate alınmıştır. Türkiye’de bulunan sığınmacı ve kaçakların güvenli geri dönüşlerine yönelik iş ve işlemler bütüncül bir insan hakları yaklaşımı temelinde planlanmıştır.

Zafer Partisi, ANADOLU KALESİ projesi çerçevesinde sadece Suriyelilerin ve diğer milliyetlerin ülkelerine dönmelerini sağlamayacak, bunun ötesinde yeni göçleri durdurmak üzere kararlı askeri, politik, hukuki, diplomatik ve istihbari önlemler alacaktır. Bu önlemler Zafer Partisi Anadolu Kalesi-Eylem Programı’nda açıklanmıştır.

Türk Siyasetinde Artık Türk Milleti Tekrar Temsil Edilmektedir Çünkü Zafer Partisi Kuruldu

Büyük Taarruzun 99. yıldönümünde, Anadolu’yu Türk Milletine yurt yapan Malazgirt Meydan Savaşı’ndan 950. Yyldönümünde 26 Ağustos 2021’den itibaren Türk Milleti’nin Anadolu’da bağımsız, refah içinde, birliğini koruma ve varlığını savunma iradesini Zafer Partisi temsil edecektir.

Bundan tam 99 yıl önce ve birkaç saat sonra;

26 Ağustos, gece sabaha karşı,

Topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı,

Bir ölüm bestesinin içinde yandı dağlar,

Altüst oldu siperler, eridi demir ağlar,

Fırtınadan yeleli,  yıldırımdan kanatlı,

Alevlerin içinden geçti, binlerce atlı,

Çığlıkla,  iniltiyle sarsıldı, köşe bucak,

Savruldu gökyüzüne kafa, gövde, kol, bacak,

Rüzgarlarla atbaşı yarış etti bu akın,

Şimdi yakınlar uzak, uzaklar daha yakın

Zafer Partisi’nin akını da rüzgarlarla yarış edecektir. Türk Milleti uzak gibi görünen hedeflerin aslında ne kadar yakın olduğunu görecektir.

Yaşasın Büyük Türk Milletinin Zaferi,

Yaşasın Zafer Partisi,

Yaşasın Bilim, Birlik, Barış Mücadelemiz

Zafer Partisi Üretimin, Kalkınmanın, İşin ve Zenginliğin Partisidir

Zafer Partisinin amacı; Büyük Türk Milletinin bütün mensuplarını, zengin, özgür, güvenli ve sosyal adaleti benimsemiş, geleceğe güvenle bakan bir Türkiye’de yaşatabilmektir.

Zafer Partisi, Türkiye’yi Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçiliğini benimseyen kadroların öncülüğünde bu çöküş sürecinden çıkarmak ve yeni ZAFERLERE ulaştırmak amacı ile kurulmuştur.

            Gücünü eşsiz, emsalsiz ve şanlı tarihinden alan Zafer Partisi, insanlığını vatan sevgisinden, çalışma şevk ve heyecanını milletine ve milletinin değerlerine duyduğu sadakatten almıştır. Milletine olan sevgisini Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçiliği olarak adlandırmış ve Milliyetçiliğini siyasal faaliyetlerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız, hukuka bağlı, güçlü bir devlet haline getirilmesi ve milletinin refah içinde yaşaması ülküsünün politik ifadesi olarak tanımlamaktadır.

            Zafer Partisi bütün vatanseverlerin Birinci Meclis ruhu ile Türkiye için birlikte mücadele etme kararlılığının bir ifadesidir.

            Zafer Partisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği istikamette, Cumhuriyet değerlerimizin çizdiği çerçevede ve Türk milliyetçiliğinin öncülüğünde birleşenlerin, birleşmek isteyenlerin eseridir.

            Zafer Partisi sadece Türkiye’ye yönelik stratejik göç komplosunu durduracak bir parti değildir. Zafer Partisi adaletin, liyakatın ve ekonomik kalkınmanın partisidir. Ülkemiz, sığınmacılar krizi dışında ağır bir devlet krizi yaşamaktadır. Ülkemiz derin bir milli birlik krizi yaşamaktadır.

            Ülkemiz vahim bir ekonomik krizden geçmektedir. Ve bütün bunlar olurken, dünya korona salgını sonrasında büyük tehditler ve fırsatlar ortaya çıkararak yeniden yapılanıyor.

            Bize soruyorlar; “Suriyelileri geri yollamak dışında politikanız yok mu?” diye. Zafer Partisi, korona sonrası dünyanın Türkiye için ortaya çıkardığı tehdit ve fırsatları gören tek partidir.  Zafer Partisi, tabii ki, Suriyelilerin, Afganların ve diğerlerinin ülkelerine dönmelerini sağlayacaktır.

Öncelikle geri dönüş sağlanmadan Türkiye’nin ne ekonomik kalkınmasını devam ettirmesi, ne işsizlik, ne eğitim, ne sağlık sorununu çözmesi ne de milli güvenliğini sağlaması mümkün değildir. Diğer bir ifade ile bize “Suriyelileri geri yollamak dışında politikanız yok mu?” diye soranlara cevabımız, “Sığınmacıların geri dönüşü çözümlerin başlangıcıdır. Biz bütün sorunları Suriyelileri ve diğerlerini geri yollayarak çözmeye başlayacağız. Suriyelileri ve diğer sığınmacıları, kaçakları geri  yollayamayan bir Türkiye hiçbir sorununu çözemez.

Türkiye’de otoriter bir Saray Rejimi hüküm sürüyor. Liyakati terk eden, devlet aklını çökerten bu sistem artık ülkemizi yönetemiyor. Sadece sarsıyor. Zafer Partisi, Türk devlet geleneğine uygun, parlamenter demokrasiye ülkemizi tekrar geri döndürecektir.

            Kuvvetler ayrılığı hukuk devletinin temelidir. Kuvvetler ayrılığı çerçevesinde bağımsız yargı tekrar tesis edilecektir.

            Valiler ve kaymakamlar partinin değil, devletin valisi ve kaymakamı olacaklardır.

            Bürokrasi parti bürokrasisi, cemaat, tarikat, terör örgütü bürokrasisi değil, ehliyetli, liyakatli Türk devleti ve milletinin bürokrasisi olacaktır.

            Sosyal adalet ulus-devletin can damarıdır. Sosyal barışı adaletle sağlayacağız. Ezilenleri ezdirmeyeceğiz. Ezenlere ezdirtmeyeceğiz.  En önemlisi, yeni ezen veya ezilenler yaratmayacağız.

Türk Milleti Türk Devletini Geri  İstiyor

Türk Milleti Kasım 2002’de AK Parti’ye bir devleti yönetmesi için teslim etmiştir. 2021’de geriye kalan iflasa sürüklenmiş bir  aile şirkettir.

            Türk Milleti hudutlarında devlet istiyor. Türk Milleti kentlerinde devlet istiyor. Türk Milleti mahkemelerinde devlet istiyor.

Türk Milleti Türk devletini geri istiyor. Zafer Partisi, Türk Milletine Türk devletini geri verecek.

Zafer Partisi İttifakı Türk Milleti ile Yapmıştır

Zafer Partisi, ülkemizi içinde bulunduğu milli birlik krizinden de çıkaracaktır. Erdoğan ve sarı muhalefet Türk Milletini ayrıştırmıştır.

            Türk Milleti Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı Türk Milletinin asıl meselelerine odaklanma yerine Türk insanının enerjisini boş ve amaçsız bir mücadelede  tüketmektedir. Oysa hiçbir siyasi lider ve hiçbir parti Türk Milletinden daha önemli değildir. Türk Milleti, liderler ve partiler ekseninde düşmanlaştırılamaz. Biz Türk vatandaşları hangi siyasi partiye oy verirse versin öz kardeşimiz olarak görüyoruz.

Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. Eğer Türk Milleti bir bütün ise neden AK Parti’ye oy vermeyenlere düşman gibi davranıyor, dışlıyorsunuz? Neden Alevi-Bektaşi kardeşlerimizi özellikle dışlıyorsunuz? Neden alevi bakanlarımız, valilerimiz, genel müdürlerimiz, emniyet müdürlerimiz yok. AK Parti için alevi-Bektaşi olmak suç mu?

            Kılıçdaroğlu’na da seslenmek istiyorum. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı olursa 84 milyonu kucaklayacağını söyledi.  Sayın Kılıçdaroğlu, Siz bütün CHP seçmenini ve üyelerini kucakladınız mı ki, 84 milyonu kucaklayacaksınız? Erdoğan nasıl alevi-Bektaşi vatandaşlarımızı dışlıyor ise siz de CHP’ye oy veren, üye olan alevi olmayan üye ve seçmeni dışlıyorsunuz. Neden CHP’de il ve ilçe başkanları ve yöneticileri çoğunlukla Tuncelilerden seçiliyor? Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın devlet kurumlarında yaptığının aynısını yapıyor.

Hani vardır ya bir eski reklam. Yok, aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız.  Evet  yok aslında birbirinizden farkınız.

Zafer Partisi olarak kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye mücadelesini veriyoruz.

Z Kuşağı Değil, Zafere Koşacak olan Türk Gençliği !

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı iseniz gereken liyakata sahip olduğunuz takdirde başka hiç bir özelliğiniz Zafer Partisi’nde ve daha sonra devlet yönetiminde ilerlemenizi durdurmayacak veya yardımcı olmayacaktır.

            Türk gençliği kendisini anayurdunda ezilmiş, dışlanmış, ihmal edilmiş ve geleceği çalınmış hissetmektedir. Zafer Partisi, Türk gençliğini anayurdunda kiracı olmak durumundan çıkaracaktır.

            Zafer Partisi olarak gençlerimize, düşünce özgürlüğünü, demokrasiyi, şeffaf ve hesap verilebilirliği olan bir Türkiye’yi sizinle beraber yeniden inşa edeceğimize söz veriyoruz.

            Milli birliğimize yönelik bir diğer tehdit uyuşturucu tehdididir. Gençliğimizi geleceği ile birlikte Türk Milletinin geleceği yok edilmek istenmektedir. Zafer Partisi ve Ayyıldız Hareketi gençliği büyük bir mücadele başlatacağız.

            Sloganımız “Türk Gençliği Aldatılamaz”. Bir yandan uyuşturucu kartellerine, PKK adlı uyuşturucu holdingine, kartellerin devlet içindeki ve dışındaki uzantılarına karşı amansız bir mücadele başlatacağız. Diğer yandan sağlıkta önceliklerimizden birisi uyuşturucudan arınma tedavi programları olacaktır.

Çocukları uyuşturucu kullanan anne ve babalar. Söz veriyoruz. Çocuklarınızı size geri vereceğiz. Ve söz veriyoruz. Bir gün kucaklarınıza sağlıklı torunlarınızı alacaksınız.

            Uyuşturucu çeteleri size de söz veriyoruz. Lanet olası ruhunuz cehenneme gitmeden önce size cehennemi yeryüzünde yaşatacağız. Göçler neticesinde ülkemizdeki Suriyeli ve dünyadaki uyuşturucunun %90’nını üreten ve pazarlayan Afganlı uyuşturucu mafya ve çetelerinin de gençliğimizi zehirlemeye çalışmaktadır. Size söz veriyoruz. Afgan ve Suriye mafyasını Türkiye’de yaşatmayacağız.

Köy Okullarını Açacağız, Andımızı Okuyacağız !

Milli birliğimizin sağlanmasında önemli bir adım da köy okullarının tekrar açılması olacaktır. Her köy okulunda en az bir öğretmenimizi görevlendireceğiz. Köy okullarında tekrar İstiklal Marşı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Orhun Abideleri olan Andımız okunacak. Köy okullarının açılması ile birlikte köylerimiz canlanacak, köylerde üretim tekrar başlayacak.

            Çocuklarımızın günümüzün gerektirdiği teknolojik, bilimsel, sosyal ve kültürel alt yapı standartlarına sahip uluslararası alanda rekabet edebilir, diğer ülkelerin örnek alacağı seviyede, milli değerlere sahip, öncelikle iyi insan olarak yetiştirilmeleri için tam donanımlı iyi okullarda eğitim almasını sağlayacağız.

            Eğitimin ana ağırlığı mesleki ve teknik eğitime verilecektir. Mesleki ve teknik eğitim görecek öğrencilerin eğitim sürelerinin en az yarısında uygulama yapabilmeleri sağlanacaktır. Ülkenin ihtiyaç duyacağı her alanda mesleki ve çıraklık eğitiminin kalitesini yükselteceğiz.

            Bugün Türkiye’de insanlar özgürlüğe açlar. Bugün Türkiye’de gençlik özgürlük istiyor. Kadınlar özgürlük istiyorlar. Basın, sendikalar, işçiler özgürlük istiyor. Bugün Türkiye’de özgürlük istemeyen tek kesim özgürlüklerimizi ellerimizden alanlardır.

Son dönemde kamuoyunda kamuya yapılan atamalara ilişkin olarak oluşan tereddütler giderilecek, adam kayırma, kamplaşma ve kutuplaşmalara yol açan mülakata dayalı atama yönteminden vazgeçilecek, kamuda aslî atama sistemi merkezi sınava dayalı olacaktır.

Daha adil bir gelir dağılımı, daha müreffeh bir ülke hedefine ulaşmak amacıyla, ücret politikalarında yapılacak vizyon değişikliği ile kamu görevlileri ve emeklilerin maaşlarının, yaşanan ekonomik gelişmeye bağlı olarak refah yönünden de artması sağlanacaktır.

Devlet memurlarının emeklilik hakları ve emekli maaşlarının belirlendiği mevzuatta gerekli değişiklik yapılarak memur maaşını oluşturan bütün kalemler ile ek ödeme, ek ders, döner sermaye ve diğer ödemeler de emekli keseneğine dâhil edilecektir. Yapılacak değişiklikle memurların emekli ikramiyesi için öngörülen ödeme kalemlerine ek ödeme, ek ders, döner sermaye gibi bütün ödeme unsurları da eklenecektir.

“Yaşasın Türk Gençliği,  yaşasın güzel çocuklarımız, yaşasın çocuklarımızın ve gençlerimizin yaşayacağı güzel günler”

Yaşasın büyük ve şanlı Türk Milleti’nin Birliği”,

Türk Milletini Milli Birliğini Tekrar  Kuracak

Tarihin en zor ve tehlikeli coğrafyası olan Anadolu’da cepheleşerek yaşamamız mümkün değildir.  Zafer Partisi, cephelerden birisinin parçası olmayı ve diğer yurttaşlarımıza düşmanca bakmayı reddetmektedir. Zafer Partisi ittifakı Türk Milleti ile yapacaktır. 

Zafer Partisi, Türkiye’de tekrar birliğin adresi olacak, bütün yurttaşlarımızı kucaklayacaktır.

            Yine milli bayramlarımızı bütün millet coşku ile kutlayacağız.

            Camilerimiz bir partinin propaganda merkezi değil yine bütün milletimizin mabetleri olacak. Diyanet İşleri Başkanlığı iktidar partisine değil bütün Müslüman Türk Milletine hizmet eden bir devleti kurumu olacaktır.

            Mevcut Diyanet İşleri Başkanı o kadar partizandır ki, iktidar partili politikacıların İslam dinine hakaret etmesine ses çıkarmazken, muhalefet partisinin açılışında Kur’an-ı Kerim okuyan din görevlisini işinden çıkarmaktadır. Hakara Makara diyen liyakat bir yana halen sözde bir büyükelçi olan birisi karşısında ses çıkarmayan bu zat bir muhalefet partisinin il başkanlığının açılışında müftüden izin alarak imamı iki engelli çocuğuna rağmen işten atmıştır.

Zafer Partisi, kin ve nefretten uzak, intikamın partisi değildir. Zafer Partisi, barışın ve birliğin partisidir. Türk halkı intikamlardan yoruldu. Geçmiş kavgaları geleceğe taşımayacağız. Dedeler ve babaların kavgalarını çocuklarımız ve torunlarımız sürdürmesin. Çocuklarımız ve torunlarımız diledikleri gibi, birbirlerinin bütün haklarına saygı göstererek bu güzel ülkede kardeş gibi yaşasın istiyoruz

            Ancak bütün bunları söyledikten sonra şunun da altını çizeyim. Zehir tüccarları, Türk halkının zenginliklerini soyan çeteler, Türk devletini açık ve kapalı yıkmak isteyen bütün odaklar, ormanlarımızı organize şekilde yakan alçaklar ile hukuk çerçevesinde gereken şekilde hesaplaşılacaktır.

Ekonomik Krizi Aşacağız !

            Türkiye’nin aşması gereken krizlerden birisi de hiç şüphesiz ekonomik krizdir. Türk ekonomisi ile ilgili değişik rakamlar verilebilir. Anca özet verelim. 2002’de Türk ekonomisi dünyanın 16.büyük ekonomisi idi.  2021’de Türk ekonomisi dünyanın 20.büyük ekonomisi olarak 19 yıl içinde 4 sıra gerilemiştir.

            Son 30 senedir dünya ekonomisine yön veren neoliberalizmin en başarısız uygulamalarından birisi Türkiye’de yaşama geçirilmiştir. Neoliberal uygulamalar, dünyada sefalet, gelir dengesizliği, doğa tahribatını körüklerken AK Parti ise Türkiye’yi üretimden koparmış, yolsuzluk ve rant ekonomisi ile iflasa sürüklemiştir. Cumhuriyetin ilanından bu yana halkımızın tırnakları ile kazıyarak, alın teri ile elde edilen gelir kaynaklarımız ve istihdam alanlarımız olan tüm kazanımlarımız fabrika ve üretim alanlarımız satılmıştır.  “Enkaz değil moloz devralacağımızın farkındayız” bu bilinçle bu durumun üstesinden en kısa süresinde gelinebilmesi için gereken tüm ekonomik tedbirleri almış, projeleri, politikaları hazırlamış durumdayız.

            Zafer Partisi Türk ekonomisini yeni bir eksene oturtacaktır. Türkiye sürdürülebilir planlı kalkınma sürecine girecektir. Devletin her kazancı öncelikle Türk Milletinin gelişimi ve gelecek endişesi taşımaması için kullanılacaktır.

            Zafer Partisi olarak Türkiye’nin 4. Sanayi Devrimini kaçırmaması için temel eğitimden üretim süreçlerine kadar her türlü planlamayı yapacağız. 4. Sanayi Devrimine geçiş için gerekli teknolojik altyapıları tamamlayarak, “Silikon Vadisi” benzeri tekno-kentler kuracağız.

            Tarım, sanayi ve hizmet kesimlerindeki maliyetler üzerinde baskı yaratan girdilerin daha ucuz bir şekilde elde edilmesine imkân veren düzenlemeler yapacağız. Program felsefesi doğrultusunda partimiz Tarım Eylem Planı’nı hazırlamıştır.

            Devlet Planlama Teşkilatını tekrar kuracağız. 12 Yıllık Kalkınma planları ile devletin kaynaklarını israf etmeden en verimli alanlarda üretimi hedefleyerek harcayacağız. İtibarı saraylarda değil, yüksek katma değerli üretimde arayacağız. Türk insanının onuru ile kazanmasını ve gururla yaşamasını sağlayacak iş alanlar açacağız.

            AVM’ler yerine fabrikaların inşa edildiği bir Türkiye’ye ilerleyeceğiz. Türk sanayicisinin üretiminin önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Yerli malı üretimi, devlet kaynakları ile destekleyeceğiz.

            Zafer Partisi, üretimi esas alan görüşe sahiptir. Zafer Partisi, Türk emeği ve Türk girişimciliğinin partisidir. Zafer Partisi, Türkiye’yi AVM’ler Türkiye’sinden, yerli katma değerli üretim yapan fabrikalar Türkiye’sine dönüştürecektir.

            Zafer Partisi olarak “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler” KOBİ’leri imalat sanayimizin ve ihracatımızın kalbi kabul ediyoruz. Bu sebeple yeni yönetim ilkeleri ile birlikte “KOBİ Eylem Plânını” uygulayacağız.

            Türkiye’nin dört bölgesinde dört yeni sanayi ve ticaret koridoru oluştururken, İstanbul’u Berlin ile Tokyo arasındaki en gelişmiş ileri teknoloji merkezi olarak şekillendireceğiz.  

            Türkiye’nin kaynaklarını sömüren Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) adı verilen projelerin hepsini masaya yatırarak, kamu yararına gereken düzenlemeleri yapacak, Türk halkının soyulmasını engelleyeceğiz.

            Türkiye Varlık Fonu tasfiye edeceğiz. Ve Türk halkının kaynaklarının nasıl harcandığını Sayıştay’ın bağımsız denetimine açacağız.

            Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, âsli görevi olan finansal istikrarı sağlamaya geri döndürülecek, özerkliği tekrar tesis edilecektir.

            Kamu bankaları üzerindeki siyasal baskıyı azaltacak düzenlemeler uygulamaya koyacağız.

            Dış ticaret stratejilerindeki plansız- programsız tutumdan vazgeçilerek, sürdürülemez noktada olan dış ticaret açığının, sürdürülebilir bir noktaya çekilmesi temel hedefimizdir.

            Partimiz, ulusal maden rezervlerinin çok düşük bedel karşılığında yandaş firmalara peşkeş çekilmesini ve bu maden rezervlerinin hammadde olarak ihraç edilmesini engelleyen düzenlemeleri hayata geçirecektir. Madencilik faaliyetlerinin çevre ve doğa koşullarına uyumlu bir şekilde yürütülmesine azami dikkat edilecektir.

            Zafer Partisi, çevre politikasını Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık mücadelesinin parçası olarak görmektedir. Çevremizin tahribatı neticesinde dünya büyük bir iklim değişikliği sürecine girmiştir.

            Partimizin çevre konusunda “vatan sevgimize dayanan Vatan Toprağı Kutsaldır; kirletilemez, hor kullanılamaz ve sömürülemez” yaklaşımını benimsemektedir. Çevrenin ve tabiatın korunması ve gelecek nesillere en güzel şekilde devredilmesi temel yükümlülüklerimiz arasında yer alır.

            Zafer Partisi afet riskinin azaltılması yönünde çalışmalara öncelik verecek, ulusal bir farkındalık projesi oluşturacak, risk bilgilerinin afet riski azaltma politikalarına entegrasyonunu temin edecek, afet riski yönetimini güçlendireceğiz.

            “Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız!” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği ülküye varmak için kültür ve sanat politikamız parti programımızın nirengi noktasını teşkil etmektedir.

            Her Türk vatandaşının kültür ve sanat yaşamına erişim hakkını gerçekleştirmesini ve ona katkı sağlamasını kolaylaştıracağız. İşte bu ahval ve şeraitte millî kültür ve sanatımıza katkı sunacak kültür ve sanat erbabını desteklemek temel şiarımızdır.

            Zafer Partisi, sosyal yardıma ihtiyaç duyan vatandaşlarının tamamına ‘Ayyıldız’ kartı verecektir.

            Zafer Partisi, kadın ve çocuk istismarına yönelik önleyici tedbirler ile ağırlaştırılmış ceza kanunlarını oluşturacaktır.

            Zafer Partisi, çalışma hayatına katılabilecek engelli vatandaşlarımızı, üreten özgür bireyler olarak topluma olan güvenlerini artırmak amacıyla üretim sürecine dâhil edecek, bu yönde düzenlemeler gerçekleştirecektir. 

            Türk milleti ve bütün Türk varlığı, şehitlerimize ve gazilerimize sonsuz minnettarlık içindedir. Zafer Partisi, şehit ailelerin ve gazilerimizin ekonomik ve sosyal güvencelerini garanti altına alacaktır.

            Yolsuzluk yapanların yanına kâr kalmaması için adli ve idari her türlü yaptırım tavizsiz uygulanacaktır.

Parti Değil, Türk Dış Politikası

            Türk dış ve güvenlik politikalarında da köklü değişiklikler yapacağız. Prag’daki AKP Büyükelçisi Egemen Bağış’ı Ankara’ya çekip, yerine Türk büyükelçisi atayacağız. Washington’daki AKP Büyükelçisi Murat Mercan’ı çekip yerine Türk büyükelçisi atayacağız. Onlar gibi olan diğerleri de Ankara’ya dönecekler. İsterler ise kalsınlar gelmesinler. Bunlara Türkiye’nin menfaatlerini emanet etmek kediye ciğer emanet etmektir diyeceğim ancak bu kedilere haksızlık olur. Zafer Partisi iktidarında Türk dış politikasını çakma diplomatlar ile değil, gerçek diplomatlar ile yöneteceğiz. 

            Türk dış politikası, milli gerçekçi bir çizgide ilerleyecek. Zafer Partisi, Türkiye’nin değil Erdoğan’ın kişisel çıkarlarını temsil eden ve Müslüman Kardeşler merkezli sürdürülen parti politikası anlayışını terk edecektir. Türk dış politikası Türkiye’nin milli çıkarlarını temsil edecektir. Türkiye, Araptan fazla Arapçı, Filistin’den fazla Filistinci, Hamas’tan fazla Hamasçı olmayacaktır. Zafer Partisi, Arapların iç işlerine mezhep merkezli müdahalelerden bulunmayacaktır.

            Suriye ile derhal görüşmelere başlayacağız. Lefkoşe ve Bakü’den sonra ilk ziyareti Şam’a gerçekleştireceğiz. Şam Büyükelçiliğimizi açacağız. Mısır ile ilişkilerimizi normalleştireceğiz. Suudi Arabistan ve BAE’leri ile ilişkilerimizi yeniden düzenleyeceğiz.

            İsrail ile ilişkilerimizi Arap ipoteği altına almayacağız. Öte yandan İsrail’in PKK/PYD ile ilişkileri yeni dönemde ilişkilerin düzelmesinin ana kriteri olacaktır.

            Filistin’e göstereceğimiz ilgi Zafer Partisi’nin iktidarında kayıtsız şartsız olmayacak. Bundan sonra Filistin, Türkiye’den Türk Milletine gösterdiği kadar destek alacaktır.     

            AK Parti’nin dış politikasında köklü değişiklikler yapacağız demiştim. Bu köklü değişikliklerden şüphesiz Avrupa Birliği ile ilişkilerimizde gerçekleşecektir. Avrupa Birliği ile sonuçsuz tam üyelik görüşmelerine bir nokta koyup, AB ile ilişkileri ekonomik zeminli bir model çerçevesinde tekrar şekillendirmeyi önereceğiz. Biz ikili ilişkileri kötüleştiren ve geren bir model yerine her iki tarafın da yararına olacak yeni bir modelin üzerinde çalışacağız.

            ABD ile ilişkilerimiz de çok ağır bir krizden geçmektedir. Mevcut durumda sağlıklı bir ittifak ilişkisinden bahsetmek mümkün değildir. ABD’nin FETÖ ve PKK/PPG ile ilişkilerinin izahı müttefiklik çerçevesinde mümkün değildir. Türkiye gibi Eski Dünyanın merkezinde olan bir güçlü ülke ile ABD arasındaki gerilim ve kötü ilişkiler bütün Avrasya coğrafyasını etkileyecek potansiyele sahiptir. Zafer Partisi, ABD’nin Türkiye’nin meşru güvenlik çıkar ve endişelerini anlamasını ve saygı göstermesini beklemektedir. İkili ilişkilere iki tarafında bölgesel ve küresel çıkarlarını temsil eden bir çerçeve için çözüm odaklı bir dialog süreci gerekmektedir.

            Zafer Partisi, Türkiye-Rusya ilişkilerinin çok boyutlu olarak gelişmesini arzu etmektedir. Türk-Rus ilişkilerin çok boyutlu olarak gelişmesi her iki ülkenin de yararına olacaktır. Zafer Partisi, Rusya ile ekonomik ve politik anlamda ilişkilerde AK Parti döneminde Türkiye’nin aleyhine bozulan dengeyi kuracaktır.

            Zafer Partisi, yeni bir ekonomik, politik ve askeri kutup olarak yükselen Çin ile Türkiye ilişkilerini de önemsemektedir. Zafer Partisi, AK Parti iktidarı döneminde Çin ile ekonomik ilişkilerimizde Türkiye aleyhine bozulan dengeyi kuracaktır. Çin ile ilişkilerimizin kültürel ve eğitim alanında da artırılması hedeflenmektedir. Ancak, Zafer Partisi, Çin’in toprak bütünlüğüne saygı duymakla beraber Doğu Türkistan’ı Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olarak görmektedir. 

            Pekin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yönelik gerçekleştirdiği baskılar ve uyguladığı şiddet Türk dünyası için  de bir tehdit olan cihatçı selefiliğin bir tepki olarak yayılmasına neden olmaktadır. Zafer Partisi, Doğu Türkistan’ı Türkiye ile Çin dostluğunu güçlendiren bir bağ olarak görmek istemektedir. Doğu Türkistan’da mevcut baskı rejimi devam ettiği sürece Türk-Çin ilişkilerinde arzu edilen gelişmenin olması mümkün değildir. 

            Kıbrıs’ın tarihine ve kültürüne, Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin bekasına ve güvenliğine en uygun hal tarzının KKTC’nin bağımsız bir Türk devleti olarak devamını sağlamak olacaktır. Dolayısıyla KKTC’nin uluslararası alanda tanınması, uluslararası kuruluş ve örgütlere üyeliğinin sağlanması, ekonomisinin güçlendirilerek KKTC’nin refahının yükseltilmesi partimizin dış politikasının en önemli ve öncelikli gündem maddesi olacaktır.

            Doğu Akdeniz’de MAVİ VATAN’ın her zerresi kararlılıkla savunulacaktır. Zafer Partisi, anavatanın parçası olan bu sularda Yunan şımarık saldırganlığına karşı Türk Milletinin menfaatlerini ve haklarını en kararlı şekilde savunacaktır.

            Yunanistan’ın taciz, tehdit ve ülkemizin egemenliğini ihlal eden davranışlarını sürdürmesi kabul edilemez. Partimiz, Trakya, Ege ve Kıbrıs’ta yaşanan sorunları Yunan tarafının uluslararası antlaşma hükümlerine aykırı davranışları nedeniyle Yunanistan’ın yarattığı sorunlar olarak görmektedir.

Güvenlik Reformu: Çelik Miğfer

            AK Parti iktidarında en ağır darbeleri alan devlet kurumlarının başında yargı ile birlikte Türk ordusu, jandarma ve polis teşkilatı gelmektedir. FETÖ ve benzeri kurumlar iktidarın desteği ile adeta bu kurumlarımızı işgal ve tahrip etmişlerdir. Zafer Partisi, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde artacak olan tehditleri de göz önünde tutarak Çelik Miğfer Güvenlik Reform programı ile güvenlik sistemimizi güçlendirecek kararlı adımlar atacaktır. Bu çerçevede askeri liseleri tekrar açacağız. Harp Okullarını gerçekten harp okulu kimliğine kavuşturacağız. Askeri hastahaneleri tekrar açacağız. GATA yine askeri sağlık sisteminin akademik merkezi olacak. Askeri mahkemeleri tekrar açacağız.

PKK Terörü İle Mücadele: Demir  Güvercin Eylem Programı

            Türkiye’nin karşı karşıya olduğu 3 büyük terör tehdidi vardır. Bunlar PKK, FETÖ ve İŞİD’dir. Demir Güvercin Eylem Programı ile PKK terör örgütü ile bütün Ortadoğu’da ve Avrupa’da mücadele edeceğiz

FETÖ İle Mücadele: Kılıçarslan Kalkanı

            FETÖ, son 1000 yılda devletimizin karşı karşıya olduğu en büyük terör ve casusluk örgütüdür. FETÖ aynı zamanda Türk Milletine karşı düzenlenen son Haçlı Seferi’dir. FETÖ ile mücadele eylem planımıza bundan ötürü, ilk Haçlı Seferine karşı direnen büyük komutan Sultan Kılıçarslan’dan esinlenerek “Kılıçarslan Kalkanı” ismini verdik.

İŞİD İle Mücadele: Yesevi Zırhı

            Türkiye’de kanlı eylemler gerçekleştiren başta İŞİD olmak üzere selefi terör örgütleri ile mücadele eylem programımızın adı ise Müslüman Türk kimliğinin oluşmasında olağanüstü katkıları olan Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerine atıfla “Yesevi Zırhı” adını taşımaktadır.

            Zafer Partisi, Türk Milleti’nin Anadolu ve Trakya üzerindeki egemenlik ve hukukuna yönelik saldırıyı durdurmak, ülkemizde barışı savunmak için çok ama çok sert bir mücadele vermek zorunda kalacaktır.

            Zafer Partisi, bundan 100 sene önce Sakarya Nehri kıyılarında savaşan emperyalizmin kiralık ordusu ile savaşan Türk Ordusu gibi Sakarya zaferinden 100 sene sonra da emperyalizm tarafından ülkemizi istikrarsızlaştırıp, bir iç çatışmaya sürüklemeye çalışan emperyalizm ile savaşmaktadır.

            Bugün bizim karşımızda olanların bize ırkçı, yabancı düşmanı diye saldıranların, Damat Feritlerden, Yunan ordusunun zaferi için dua eden Mısır koçanlarından hiç farkı yoktur. Sakın yılmayınız. Onların saldırıları, hakaretleri, komploları aslında bizim Türk Milletinin birliği için ne kadar kararlı çalıştığımızın göstergesidir. Onlar emperyalizmin bilinçli veya bilinçsiz işbirlikçileri biz ise Türk Milleti’nin iradesiyiz.  

            Zafer Partisi’nden başka hiçbir parti Türk Milletinin varlığını, barışını, güvenliğini korumak adına bizim verdiğimiz mücadeleyi vermemektedir. Bu mücadeleyi verirken unutmayalım ki, biz Türk Milleti’nin hayasızca akına karşı inşa ettiği tek ve son savunma hattıyız. Unutmayalım ki, bu savunma hattının arkasında vatan toprakları var.    

            “Biz, başarmak zorundayız. Biz kazanmak zorundayız. Biz zafere ulaşmak zorundayız. Bizim zaferimiz Türk Milleti ve Türk devletinin zaferi olacaktır.”

            Ayyıldız Hareketi’nin başlamasından bugüne kadar geçen süreç içinde birçok mücadele arkadaşım kurulma sürecinde olan partimizde en ön safta savaşmak için genel başkan yardımcılığı görevi üstlenmek istediklerini beyan ettiler.

            Bu talepleri gerçekleştiren arkadaşlarımız gerçekten talep ettikleri görevleri hakkı ile yerine getirebilecek bilgi, yetenek ve cesarete sahipler. Ancak 69 genel başkan yardımcılığı Çin Komünist Partisi’nde bile yok. Bütün kurucularımız Divanda, Genel İdare Kurulu’nda yer almasalar dahi Zafer Partisi’nin bütün kurucularısu da önemli ve şerefli görevler üstlenerek en ön safta çarpışacaklar. Çünkü biz Türkiye’yi yönetmek için hazırlanıyoruz ve bu hazırlığa partileşme sürecinde başlayacağız.

            Zafer Partisi sadece Genel Merkez organları sadece Divan, Genel İdare Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu’ndan oluşmayacak. Biz hükümeti de kuracağız. Bazı kurucu arkadaşlarımız bakanlık görevlerine atanacak. Bazı kurucu arkadaşlarımız müsteşarlık görevlerine atanacak. Bazı arkadaşlarımız kurum ve kuruluşlardan sorumlu olarak görevlendirilecek. Zafer Partisi kadroları için siyasi mücadele alanı sadece Divan,  GİK,   Merkez Disiplin Kurulu değildir. Gölge bakanlıklar, müsteşarlıklar, kurum sorumlulukları da önemli görev alanlarıdır.

            Türkistan’da Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri’nin türbesinin önünde “uzun ve çetin bir yürüyüşe başlıyoruz. Allah yardımcımız olsun” demiştim. Burada da tekrarlıyorum. Yolumuz uzun ve çetin.

            Ben size ihaleler, köşe dönmeler vaat etmiyorum.

            Bizim arkamızda sadece sizlerin ve Türk Milletinin yüreği var.

            Biz, Zafer Partililer birilerin gibi makam değil, vatan mücadelesi veriyoruz.

            Biz, Zafer Partiler Alparslan’dan Atatürk’e uzanan çizgiyi gelecek 1000 yıla taşımanın mücadelesini veriyoruz.     

            Ben sizinle birlikte Türk Milletine biçilmek istenen kefeni birlikte parçalayıp tarihin çöplüğüne atmak için, çocuklarımızın ve torunlarımızın Musul, Hama, Halep ve Şam’daki sahneleri yaşamaması için büyük bir mücadele vermeyi öneriyorum.

            Ben size AVM’lerde gezmeyi değil, fabrikalarda, tarlalarda üretim için terlemeyi öneriyorum. 

            Israrla sürdürülen Irak, Suriye, İran ve Türkiye toprakları üzerinde bir sözde Kürdistan kurmak için ülkemizi iç savaşa sürüklemek isteyenlerin büyük projesine karşı dikiliyoruz. 

            Emperyalizm, emperyalizmin yerli uşakları, satılık aydınlar, vatansız basın, “Suriyelilerin partileri” her birlikte üzerimize saldıracaklar. Türk Milletinin inşa ettiği son savunma hattını Zafer Partisi’ni aşmak için her türlü saldırı, iftira, tahrik, örtülü operasyon gerçekleştirilecektir. Bizde bu saldırılara karşı en sert şekilde gereken cevabı vereceğiz.

            Sizden bu mücadelede bütün gücünüzü makam değil vatan mücadelesi için sarf etmenizi istiyorum.

            Zafer Partisi’nin bütün mensupları, ellerindeki bütün imkanları Türk Milleti’nin varlığının ve birliğini savunması için kullanmalıdır.

            Size söz veriyorum. “Hiçbir saldırı, hiçbir tehdit, yıldırma operasyonu beni Türkiye’nin bilim, birlik, barış yolunda verdiğimiz mücadelede geri atmama neden olmayacaktır.

            Size söz veriyorum. “Sizden ve Türk Milletinden gizli hiçbir pazarlık yapmayacağım.”

            “Ankara düşmeyecek” diyen Mehmet Akif’in inancı ile,

            “Ya İstiklal Ya Ölüm” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün inancı ile ,

            Haykırıyorum:

            “Zafer, Büyük Türk Milletinin olacak.”  

ZAFER PARTİSİNİN KURULMASI

  • Zafer Partisi’nin kuruluş süreci, Ayyıldız Hareketi’nin 19 Mayıs 2021’de Anıtkabir’i ziyaret etmesi ile başlamıştır.
  • Ayyıldız Hareketi temsilcileri, 29-31 Mayıs 2021 tarihlerinde, Hoca Ahmet Yesevi’nin dergâh ve türbesinin olduğu Kazakistan’ın Yesi, diğer adı ile “Türkistan” kentini ziyaret etmişlerdir.
  • Ayyıldız Hareketi heyeti, Yesi’den getirdiği toprağı, Hoca Ahmet Yesevi’nin öğrencisinin öğrencisi olan Hacı Bektaş Veli’nin türbesinin önündeki tepesi yanık karadut ağacının dibine dökmüştür.
  • Efsaneye göre Hoca Ahmet Yesevi, yanık bir dalı Hacı Bektaş Veli’nin türbesini kuracağı yeri belirlemek üzere, Yesi’den Anadolu’ya fırlatmıştır.
  •  Bu dal saplandığı yerde karadut ağacına dönüşmüştür. Hacı Bektaş Veli, dergâhını burada kurmuş ve “Bu karadut ağacı yemiş verdiği sürece Türklerin Anadolu’da egemenliği sürecektir” demiştir.
  • Ayyıldız Hareketi 22 Ağustos 2021’de Sakarya Muharebelerinin 100. Yılında zaferi kutlamak amacı ile Ankara/Polatlı’da muharebe alanını ziyaret etmiştir.
  • Ayyıldız kadroları, Türk ordusunun 1683’de Viyana önünden başlayarak 1921’de çekildiği son siperlere girerek, bir daha geri çekilmemeye yemin etmişlerdir.
  • Zafer Partisi, 26 Ağustos 2021’de, Malazgirt Zaferi’nin 950.  yılında, Büyük Taarruz’un başlamasının 99.  Yıldönümünde kurulmuştur. 30 Ağustos 1921’de Zafer Partisi’nin kuruluş şenliği ve Zafer Bayramı kutlamaları yapılmıştır.

ZAFER PARTİSİNİN SİYASİ KONUMU

  • Zafer Partisi’nin kurulması ile birlikte Türk siyasetinde Türk Milleti’nin güçlü ve haklı talepleri hak ettiği şekilde savunulmaya başlanmıştır.  
  • Zafer Partisi, “Atatürk çizgisinde Türk milliyetçisi” bir partidir.
  • Zafer Partisinin amacı; Büyük Türk Milletinin bütün mensuplarını, zengin, özgür, güvenli ve sosyal adaleti benimsemiş, geleceğe güvenle bakan bir Türkiye’de yaşatabilmektir.
  • Türkiye AKP tarafından kurulan Saray Rejimi ile;
    • Devlet krizine,
    • Milli birlik krizine,
    • Ekonomik krize,
    • Bir kavimler göçü şekilde ülkemizin milli kimliğini tahrip eden sığınmacılar krizlerinin pençesine sürüklenmiştir.
  • Zafer Partisi; bu tehditlere neden olan SARAY REJİMİ ve bu tehditleri çözme istek ve programı olmayan SARI MUHALEFETİ aşarak, Türk Milletini karşı karşıya olduğu ağır tehditten çıkaracaktır.
  • Zafer Partisi siyasette “Merkez”de konumlanmıştır.
  • Zafer Partisi Atatürk ile sorunu olanlardan oy istememektedir.
  • “Suriyelileri geri yollamak dışında politikanız yok mu?” diye soranlara cevabımız, “Sığınmacıların geri dönüşü çözümlerin başlangıcıdır. Biz bütün sorunları Suriyelileri ve diğer kaçakları geri yollayarak çözmeye başlayacağız.”
  • Suriyelileri ve diğer kaçakları geri yollayamayan bir Türkiye, hiçbir sorununu çözemez.
  • Ülkemiz vahim bir ekonomik krizden geçmektedir. Dünya korona salgını sonrasında büyük tehditler ve fırsatlar ortaya çıkararak yeniden yapılanıyor. Zafer Partisi, tüm bu gelişmelerin farkında olan tek partidir.
  • Zafer Partisi, diğer partilerden farklı olarak, borçlanma temelli Neo-liberal ekonomi politikaları yerine, “Plânlı Milli Ekonomiyi” tercih etmektedir.
  • Planlı ekonomi; kamu için emredici, özel sektör için yol gösterici ve teşvik edici olacaktır.
  • Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) yeniden kurularak, 12 yıllık kalkınma plânları uygulamaya alınacaktır.
  • Ekonomide hormonlu büyüme yaklaşımı yerine, “kalkınma” temelli politikalar esas alınacaktır.
  • Kalkınma politikalarının özü, “gelir dağılımı adaleti” olacaktır.
  • Bununla birlikte, öncelikle sığınmacı ve kaçakların geri dönüşü sağlanmadan, Türkiye’nin ne ekonomikkalkınmasını devam ettirmesi, ne işsizliğe çözüm bulması, ne de milli güvenliğini sağlamasımümkün değildir.
  • Mevcut siyasi yapılanmada, Cumhur İttifakı ve AkMillet İttifakı, mevcut gelişmeler ile oluşan tehdit vefırsatları görememektedir.
  • Bu nedenledir ki; stratejik yanılgıda bütünleşen bu iki ittifak, şeklen ayrı, “siyasi program” olarak tek bir varlıktır.
  • Bütünleşen bu ittifak yapısı, sığınmacı ve kaçakların oluşturduğu tehdide karşı net bir tavır ve politika üretmemiştir.
  • Kimi zaman “göndereceğiz”, kimi zaman “kim isterse onu göndereceğiz” demişler, kimi zaman Göç uyum ve Entegrasyon Bakanlığı kuracaklarını açıklamışlardır.
  • Bütünleşen bu ittifak yapısı, ekonomik çözümler ve sığınmacı sorunu konularında, artık halkımıza umut vermemektedir.
  • Zafer Partisi, Cumhur ve AkMillet ittifaklarının her ikisinin de karşısında yer alan, “Ana Muhalefet Partisi” konumundadır.
  • Zafer Partisi Türk Milletini bölen ve ayrıştıran ittifakların değil, birleştiren siyasi çizginin partisidir.
  • Zafer Partisi, millet ile ittifak yapmaktadır!
  • Zafer Partisi, Türk Milletini birleştiren partidir.
  • Zafer Partisi’nin kuruluşu ile Türk siyaseti yeniden yapılanma süreci içine girmiştir.
  • Artık Türk siyasetinde, sahte Millet İttifakı-Cumhur İttifakı ayrışması yoktur. Bunun yerine, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş değerlerini esas alan Zafer Partisi ile Atatürk’e açık veya kapalı ihanet eden partilerin ayrışması vardır.
  • Artık Türk siyasetini, sığınmacıları ülkelerine yollayacak olan Zafer Partisi ile yollama iradesine sahip olmayan diğer partiler arasındaki ayrışma oluşturmaktadır.
  • Artık siyasette, Türk Milletinin iradesini temsil eden Zafer Partisi ile emperyalizmin iradesine boyun eğen diğer partiler arasındaki ayrışma vardır.
  • Bu nedenle, Zafer Partisine karşı, her iki bloğu destekleyen medya organlarınca büyük bir “ambargo” başlamıştır.
  • Sarı muhalefetin yayın organları, Davutoğlu ve Babacan’a bile açılırken, Zafer Partisini görmezden gelmektedirler.
  • Sarı Muhalefetin İstanbul’da çorba içmesini canlı yayınlayanlar, Zafer Partisi’nin Van’da İran sınırına 1000 metre uzakta yaptıkları basın toplantısını haber yapmamaktadır.
  • Saray Rejimini destekleyen yandaş basında, Zafer Partisine yönelik olarak ırkçı, faşist şekildeki temelsiz saldırılar devam etmektedir.
  • Zafer Partisi, milletten aldığı destek ile tüm engelleri aşmaya ve halka ulaşmaya devam etmektedir.

ZAFER PARTİSİ KARŞISINDA SARAY REJİMİ

  • AKP, 20 yıllık tek adam rejimiyle, Türkiye’yi Cumhuriyet tarihinin en ağır krizine sürüklemiştir.
  • AKP, FETÖ ile ortaklık kurarak, bir yandan devleti FETÖ örgütlenmesine açarken, diğer yandan devlet kurumlarındaki liyakatli bürokratları tasfiye etmiştir.
  • İş o noktaya varmıştır ki; FETÖ devlet içinde devlet olmuş, “paralel devlet” inşa etmiştir.
  • AKP, bir diğer terör örgütü olan PKK ile de müzakere ederek, terör örgütünün adeta meşrulaşmasını sağlamıştır. Böylece, PKK’nın birçok ilçeyi kontrol etmesinin önü açılmıştır.
  • Bu politikaların sonucu olarak, Kıbrıs’ta verdiğimiz şehitten daha fazlası bu ilçeleri geri almak için verilmiştir.
  • Bu süreci, 15 Temmuz 2016 FETÖ’cü Darbe Girişimi takip etmiştir.
  • 15 Temmuz sonrasında, 16 Nisan 2017 Kirli Referandumu ile “Tek Adam Rejimi” kurulmuş ve yaşanan devlet krizi daha da ağırlaşmıştır.
  • Tek Adam rejimine, toplumun aşırı kutuplaşması hatta düşmanlaşmasının neden olduğu millî birlik krizi eşlik etmektedir.
  • 2002’den bu yana rant-borç-talan merkezli neo-liberal ekonomi politikaları ile Türkiye ekonomisi ağır bir çöküş yaşamaktadır.
  • Ekonomik çöküş, cumhurbaşkanlığı sistemi ve korona salgını sonrasında daha da artmıştır.
  • Son olarak, Türkiye’nin son 10 senede dünyada en fazla sığınmacı ve kaçağın geldiği ülke olmasının ortaya çıkardığı Geçici Sığınmacılar ve Kaçaklar krizi Türkiye için beka tehdidi boyutuna ulaşmıştır.
  • Saray rejimi, 2011’den beri ülkemize kabul ettiği kaçak ve geçici sığınmacılar için 100 milyar Dolar para harcamıştır.
  • Saray rejimi, geçici sığınmacılara yaptığı harcamaların dışında, 2021 yılsonuna göre, 73 milyar Dolarlık dış yardım yapmıştır.
  • Dış borcun faizlerini çevirmekte zorlanan AKP hükümetlerinin, geçici sığınmacılar ve dış yardım kapsamında yaptığı harcamalar, devletin maliye ve hazinesini iflas noktasına getirmiştir.

SARAY REJİMİNİN NEDEN OLDUĞU EKONOMİK ÇÖKÜNTÜ

  • Üç haneli değerlere çıkan “Yüksek Enflasyon”
  • Yüksek işsizlik (genç nüfusta işsizlik % 28)
  • İç Ekonomik Dengede artan Açık (Bütçe Açığı)
  • Dış Ekonomik Dengede artan Açık (Cari Açık)
  • Kayıt Dışılık
  •  Gelir Dağılımı Bozukluğu ve Gelir Grupları Arasındaki Farkın Artması
  • Tasarruf Yetersizliği ve Dış Finansmana Bağımlılık
  • Vergi Yapısının Bozukluğu ve Dolaylı Vergi Oranlarının Yüksekliği
  • Kredibilite Sorunu ve Borçlanma Oranlarının Yüksekliği
  • Net Hata ve Noksan Yüksekliği
  • Orta Gelir Tuzağı
  • Yüksek düzeyli Dolarizasyon
  • Siyasal Müdahalelerle Piyasa Yapısının Bozulması ve Yanlış Teşvik Uygulamaları
  • Merkez Bankasının Bağımsızlığı Sorunu ve net döviz rezerv açığı
  • Lüks ve Gösterişçi Tüketim
  • Yüksek İç ve Dış Borç Oranları-Sürdürülemezlik Sorunu

ZAFER PARTİSİ KARŞINDA SARI MUHALEFET

  • Zafer Partisi’nin kuruluşundan önce Türkiye’de siyaset ikiye bölünmüştü.
  •  Bir tarafta Saray Rejimi, diğer tarafta HDP destekli Sarı Muhalefet bloğu vardı.
  • DEVA ve Gelecek Partilerinin “açıkça”, HDP’nin “örtülü” olarak Sarı Muhalefete katılmasıyla, 6+1 ittifakı oluşmuştur.
  • Bu ittifakının, 28 Şubat 2022’de açıkladıkları mutabakat metni, Cumhur ittifakı ile aralarında siyasi ve ekonomik görüş ayrılığı kalmadığını ilan etmiştir.
  • Bu nedenle 6+1 birlikteliği “AKMİLLET” İttifakına dönüşmüştür.
  • 1921 Anayasasının muhtariyet istismarında buluşan bu ittifak, “Hürriyet İtilaf Fırkasının” günümüzdeki temsilcisi konumundadır.
  • AkMillet İttifakı, içindeki Deva ve Gelecek parti kadroları ile birlikte, AKP politikalarının devamını taahhüt etmektedir.
  • AkMillet ittifakı ile Cumhur ittifakı arasındaki rekabet siyasi değil, kadrolaşma ve rantlaşma esaslıdır.
  • Her iki ittifak da, Neo-liberal ekonomi politikaları ve borçlanma temelli ekonomi yaklaşımı ile yoksulluğun artarak devamına neden olacaktır.
  • Her iki ittifak da, kaçaklar ve geçici sığınmacılar konusunda samimi değildir.
  • 2016 ve 2021 Çalıştayları ile Sığınmacıların topluma uyumunu hedefleyen CHP’nin bu günkü söylemleri, diğer ittifak üyeleri kadar samimiyetsizdir.

ZAFER PARTİSİ VE OYLAR BÖLÜNÜYOR YALANI

  • Zafer Partisi’nin sağlam, ilkeli, iradeli bir duruş ile ortaya çıkması ve “Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliğini” savunması, Sarı Muhalefette telaşa neden olmuştur.
  • Zafer Partisinin açıkça karşısına çıkamayan Sarı Muhalefet, “Oylar bölünüyor” söylemi ile algı oluşturmaya çalışmaktadır.
  • Sarı Muhalefetin bir diğer algı çalışması ise “Zafer Partisinin AKP’yle gizli işbirliği” içinde olduğu yalanıdır.
  • Oyların bölünmesi, aynı parti program ve politikalarını takip eden partiler için geçerli olabilir.
  • Zafer Partisi gerek AKP ve gerekse Sarı Muhalefet ile “temelden farklı” parti programı ve politikalarını takip etmektedir.
  • Zafer Partisi “Türkiye’de sayıları 10 milyonu aşan kaçaklar ve geçici sığınmacılar” konusunu gündeme getirene kadar, uyum ve entegrasyon ile bütünleşmeyi savunan samimiyetsizler, şimdi algı ile cevahiri kurtarmaya çalışıyorlar.
  • AKP’den kopma partiler ile ittifak yapıp, ortak bildiri yayınlayanların; Zafer Partisine yönelttikleri “işbirlikçi” suçlaması, kendileri kadar samimiyetsizdir.
  • Zafer Partisinin belirlediği dört temel sorun (Devlet krizi, Milli Birlik Krizi, Ekonomik Kriz ve Sığınmacılar/kaçaklar krizi) bu krizlere neden olan AKP’yi hedef almaktadır.
  • Zafer Partisi, AKP’nin 20 yıllık tek parti/tek adam rejimi ile neden olduğu yoksulluk, sığınmacılar ve diğer sorunları çözmek için kurulmuş bir partidir.
  • Bununla birlikte, Cumhuriyet tarihimizin en başarısız iktidarı olan AKP’ye karşı, muhalefet bile edemeyen ve işbirlikçi konumuna düşen muhalefetin de, yoksulluk ve sığınmacılar gibi ana sorunlarda sorumluluğu vardır.
  • Zafer Partisi bu nedenle, hem AKP iktidarına ve hem de yetersiz Sarı Muhalefete karşıdır.
  • Zafer Partisi halk ile ittifak ve işbirliği yapmaktadır.
  • Mansur YAVAŞ’a yapılan çağrı, oyları bölmek yerine bütünleştirmeye yöneliktir.
  • Oyları bölüyorsunuz söylemi, halkın iradesine ipotek koyma girişimidir.
  • Halkın iradesi ve siyasi tercihi, kimsenin ipotek ve zimmetinde değildir. Demokrasi, seçme ve seçilme özgürlüğüdür.
  • Zafer Partisi öncelikle, % 22-25 düzeyinde olduğu değerlendirilen kararsız seçmenin oylarına taliptir.
  • Zafer Partisi, AKP iktidarının neden olduğu yoksulluk, yokluk ve yıkımdan şikâyet edenlerin oyuna taliptir.
  • Zafer Partisi, dirayetsiz ve kifayetsiz muhalefetten bıkan seçmenlerin oyuna taliptir.
  • Zafer Partisi, Türk halkının yüzde 90’ı geçici sığınmacılar ve kaçakların dönmesini isterken, halkın iradesini temsil etmeyen Saray Rejimi ve Sarı Muhalefet karşısında Türk halkının tercihi ve partisidir.
  • Zafer Partisi, HDP’nin desteği için, ileriye beş, geriye sekiz takla atan Sarı Muhalefetten farklı olarak, PKK/HDP’ye “canın cehenneme!” diyen vatansever seçmenin partisidir.
  • Zafer Partisi, Siyasal İslam veya Etnik Bölücülük yerine, yükselen milliyetçiliği siyasete taşıyan partidir.
  • Zafer Partisi, “Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçiliğini” esas alan partidir.
  • Zafer Partisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçek partisidir.

ZAFER PARTİSİ VE TÜRKİYE’NİN ÖRTÜLÜ İSTİLASI

  • 100 sene önce, yurdumuza Yunan ordusu ile saldıran Emperyalizm, bugün milyonlarca sığınmacı ile yeniden saldırmaktadır. Meselenin özü budur.
  • Bu bir işgal, demografik yeniden yapılandırma ve bir iç savaş projesidir. 
  • 100 sene önce İzmir’den başlayıp, Anadolu’nun içlerine doğru adım adım yayılan bir Yunan ilerlemesi gerçekleşmişti.
  • Bu gün de, sığınmacı kitleleri, Kilis ve Gaziantep’ten girmiş, Şanlıurfa, Hatay, Adana, Mersin, Konya üzerinden Ankara,  İzmir ve İstanbul’a kadar ulaşmıştır.
  • Suriyelilerin Türkiye’ye stratejik göç mühendisliği ile göç ettirilmesinin nedeni, Ortadoğu’da bir “Büyük Kürdistan” kurulması projesidir.
  • Irak savaşları sonrasında, bu ülke bölünmüş ve kuzey kesiminde Barzani’nin hakim olduğu bir Kürdistan devletçiği kurulmuştur.
  • Bunu 2011’de Suriye iç savaşının kışkırtılması izlemiştir.
  • Suriye iç savaşı ile yaşanan göç, Suriye’nin de nüfus yapısını değiştirmektedir. Kuzey kesimdeki Arap nüfus göçe zorlanarak, burada Kürt çoğunluk oluşturulmaya çalışılmaktadır.
  • Bu bölgede nihai amaç, Akdeniz’e çıkışı olan bir PKK’istan kurmaktır.
  • Bu amaçla, göçle eş zamanlı olarak, PYD/YPG/PKK silahlandırılmakta ve ordu yapısına dönüştürülmeye çalışılmaktadır.
  • Suriye kuzeyinde, Irak kuzeyine benzer bir devletçik kurulmasını müteakip, sıra Türkiye ve İran’a gelecektir.
  • Türkiye’de çıkarılacak bir iç savaşı, bölünme takip edecektir.
  • Türkiye’den koparılacak parça, PKK’istan’ın kuzey parçası olacaktır.
  • Türkiye’den koparılmak istenecek parça neresidir diye merak edilirse, geçici sığınmacıların yoğun olarak yerleştiği Mersin-Şanlıurfa hattına bakılmalıdır.
  • Bundan dolayı, ülkemize Suriye’den milyonlarca insan adeta itilmiştir.
  • Bu insanlar bombalandıkları için gelmemişlerdir. Gelmeleri için bombalanmışlardır.
  • Böylece hem onların boşalttıkları yerler PKK’nın eline geçmiş, hem de Türkiye’nin demografik yapısı, bir iç savaşı kışkırtmak için olgunlaştırılmıştır.
  • Diğer yanda, bu örtülü istila, memleketimizin kaynaklarını tüketmekte ve “ekonomik çöküntüye” ve “yoksulluğa” neden olmaktadır.
  • Çünkü ülkemiz üzerinde gerçekleşen bu örtülü istilanın masrafı, Türk Milletine ödetilmektedir.
  • Tarihte ilk kez, bir millet kendi ülkesinin işgal edilmesinin maliyeti ödüyor.
  • Türk halkı, kendi ülkesinin örtülü istilası için Mayıs 2022’e kadar 100 milyar Dolar ödedi.
  • İşgal devam ettikçe, her yıl toplam 10 Milyar Dolar daha ödenmeye devam edilmektedir.
  • Ülkemizin sessiz ve örtülü istilasına son vermezsek, diğer hiçbir sorununu çözemeyiz.
  • Hem 10 milyon sığınmacı ve kaçağı Türkiye’de besler hem de 3 milyon kişiye Suriye’de bakarsanız, ülkemizin ekonomik, politik, sosyal, kültürel hiçbir sorunu çözemezsiniz. Bu mümkün değildir.
  • Türk Milleti, ülkesine yönelik sessiz ve örtülü istilanın bir an önce sona ermesini ve sığınmacıların ülkelerine gönderilmesini talep etmektedir.
  • Zafer Partisi Türk Milletinin talebini siyasete taşımıştır.
  • Zafer Partisi Türk Milletinin iradesini yansıtmaktadır.

ZAFER PARTİSİ TÜRK MİLLETİNİN SON SAVUNMA HATTIDIR

  • Zafer Partisi İstanbul’da işini Suriyeliye kaybeden Türk tekstil işçisinin, eşinin ve çocuğunun karnını doyurmasının hakkını savunmaktadır.
  • Zafer Partisi, 10 milyon sığınmacı/kaçak’ın Türkiye’ye gelmesi ve gıda fiyatlarının artması neticesinde, “pazardan çöp toplamak” zorunda kalan Ayşe Teyzenin hakkını savunmaktadır.
  • Zafer Partisi, Suriyeliler nedeniyle artan kiralardan dolayı “geçim sıkıntısı” ağırlaşan Türk insanının partisidir.
  • Zafer Partisi, Şanlıurfa’da devlet hastanesinde Suriyelilerin arkasında kalmaktan sıkıldığı için özel hastaneye gidip ücret ödeyerek tedavi olmak zorunda kalan Türk vatandaşının hakkını savunuyor.
  • Zafer Partisi, “Burası cennet ve huriler var” diyerek sarkıntılık yapılan, taciz edilen ve artık vatanının yollarında rahat yürüyemeyen Türk kadınlarının hakkını savunuyor.
  • Zafer Partisi, dışlanan, haksız rekabete zorlanan, kendisi vergi verirken Suriyelinin vermediğini gören Türk Pazar esnafının, şoför esnafının, bakkalın, manavın, fayans işçisinin hakkını savunuyor.
  • Zafer Partisi, Gaziantep’te askerden geldikten kısa bir süre sonra, Suriyeliler tarafından rambo bıçağı ile boynu kesilerek şehit edilen, 21 yaşındaki Necati BAĞCI kardeşimizin hakkını savunuyor.
  • Zafer Partisi, İstanbul’da kaburgaları kırılarak kalbinden bıçaklanan, 16 yaşındaki milli futbolcu İsmail BAYAR’ın hakkını savunuyor.
  • Zafer Partisi, İstanbul’da evinde misafir ettiği Suriyeliler tarafından öldürülen, 70 yaşındaki Kemal VARICI dedenin hakkını savunuyor.
  • Zafer Partisi, Mersin’de “Uyuyacağım, gürültü yapmayın” dediği için, Suriyeliler tarafından öldürülen 24 yaşındaki Hanefi HİSAK’ın hakkını savunuyor.
  • Zafer Partisi, Adana’da 27 yaşında bir Suriyeli katil tarafından katledilen 17 yaşındaki Yahya KIRLANGIÇ’ın hakkını savunuyor.
  • Ve Zafer Partisi, Ankara’da Önder Mahallesinde “Devlet malına zarar vermeyin, yüksek sesle küfretmeyin” dediği için Suriyeliler tarafından katledilen Emirhan YALÇIN’ın hakkını savunuyor.
  • Büyük Türk Milletine söz veriyoruz: Son Suriyeli sığınmacı, son Afgan ülkesine dönene kadar bıkmadan, usanmadan çalışacağız. Türk Milletine söz veriyoruz. Herkes kendi vatanına dönecek.
  • Kentlerimizin sokaklarında huzur içinde yürüyebileceğiz. Önder mahallesindeki Ali bey, eşin ve kızınla, 30 seneden bu yana yaşadığın mahallenin parklarında ve caddelerinde huzur içinde gezeceksiniz.
  • Belediye otobüslerinde, tramvaylarda, metroda kendinizi yabancı ve tek başınıza hissetmeyeceksiniz.
  • Hastanelerde, ücretini sizin ödediğiniz hiçbir Suriyeli, sizden sonra gelip, sizin önünüze geçemeyecek. Hastaneden çıktıktan sonra gittiğiniz eczanede, siz ücretle ilaç alırken, Suriyelinin bedava ilaç aldığını görmeyeceksiniz.
  • Okulda çocuğunuz, Suriyeli öğrenci de dersi takip edebilsin diye “eğitim kalitesinin” düştüğü bir ortamdan kurtulacak.
  • Üniversitelerimizde çocuklarımız kontenjan bulamaz iken Suriyelilerin, Taliban mensuplarının, IŞİD elemanlarının bizim vergilerimiz ile bizim çocuklarımızın haklarını gasp ederek okumasına son vereceğiz.
  • Türk gençleri Türkiye’de kiracı değildir. AK Parti’nin dışlayıcı, baskıcı politikaları yüzünden genç doktorlarımız, avukatlarımız, eczacılarımız yurtdışına giderken, Türkiye Avrupa’nın göç kampı ve tampon bölgesi olmayacaktır.
  • Sokaklarımızda çocuklarımızı zehirleyen Afgan ve Suriyeli mafya grupları dolaşmayacaktır.
  • 10 milyon sığınmacı ve kaçak ülkelerine döndükleri zaman kiralar azalacak, temel gıda maddelerinin fiyatları azalacak, alım gücü artacaktır.

ZAFER PARTİSİ VE ANADOLU KALESİ PROJESİ

  • Zafer Partisi’nin “Anadolu Kalesi Projesi”, tarihin en kısa zamanda gerçekleştirilmesi planlanmış, en büyük geriye göç ve göçü durdurma projesidir.
  • Bu proje ile öncelikle 10 milyon kaçak/geçici sığınmacı ülkelerine geri gönderilecektir.
  • Diğer yanda, Anadolu Kalesi Projesi, 2050’ye kadar, başta iklim krizi, kıtlık ve su sıkıntısı nedeniyle oluşabilecek çok daha büyük göçleri önleme projesidir.
  • Anadolu Kalesi, aynı zamanda, son yıllarda umutsuzluk içinde ülkemizi terk eden yurttaşlarımızın Türkiye’ye geri dönmesi projesidir. 
  • Anadolu Kalesi Projesi, göçlerle milli dokumuzun bozulup,  ülkemizin bir iç savaşa sürüklenmesini engelleme projesidir.
  • Anadolu Kalesi Projesi, aynı zamanda, kiraların düşmesi projesidir. 10 milyon sığınmacının evlerine dönmesi ile kiraların normal seviyeye dönmesi projesidir.
  • Anadolu Kalesi projesi, temel gıda maddelerinin ucuzlaması projesidir. 10 milyon kişinin daha az tüketmesi ile temel gıda maddelerinin fiyatlarının düşmesi projesidir.
  • Anadolu Kalesi projesi, döviz fiyatlarının düşmesi projesidir. Türkiye’de yaşayan kaçak ve sığınmacıların yıllık 2,5 milyar dolar tutarında bir miktarı ülkelerine gönderdiği tahmin edilmektedir. Bu para ülkemizde kalacaktır.
  • Anadolu Kalesi projesi, 2 milyondan fazla işsiz Türk için istihdam alanının ortaya çıkmasıdır.
  • Anadolu Kalesi projesi, 1 milyona yakın Suriyeli öğrencinin ülkesine dönmesi ile Türk Eğitim Sistemi üzerindeki yabancı yükünün kalkmasıdır.
  • Anadolu Kalesi projesi, Türk Sağlık Sistemi üzerindeki yabancı yük ve maliyetinin kalkmasıdır.
  • Anadolu Kalesi Projesi, kentlerimizde güvenlik ve asayiştir.  
  • Anadolu Kalesi projesi, ekonomide tasarruftur. Her yıl kaçak ve sığınmacılara 10 milyar Dolar ödenmemesidir.
  • Anadolu Kalesi, çaresizliğe teslim olmama projesidir. Saray Rejimi ve Sarı Muhalefet tarafından dile getirilen “ne yapsak gitmezler” veya” Ancak gönüllü olanlar geri döner” şeklinde çaresizliğe karşı durmaktır.
  • Gazi Paşa’nın dediği gibi “Geldikleri gibi gidecekler!”
  • Biz Türk Milletine şöyle sesleniyoruz:
  • Örtülü istilacılar gitsin diyorsan, Zafer Partisini seç.
  • Kalsın diyorsan, fark etmez; hangisini seçersen seç.

ZAFER PARTİSİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR PLANLI KALKINMA

  • Türk halkına yalan söylemeyeceğiz:
  • Hiç çalışmadan çabalamadan yaşanan krizden ülkeyi çıkaracağız demeyeceğiz.
  • Türkiye bu krizden ancak çok çalışarak, tasarruf ederek ve üreterek çıkar.
  • Ekonomide mucizeler yoktur, planlama ve üretim vardır.
  • Kendi kendine yeten ve bölgesel güç haline gelmiş bir Türkiye ekonomisi hedefini gerçekleştirmek için “Sürdürülebilir Planlı Kalkınma” ekonomisine geçeceğiz. 
  • Zafer Partisi ekonomik krizin çözümünde, neo-liberal politikalar ile tüketim, talan ve rant ekonomisini terk edecektir.
  • Zafer Partisi, Devlet Planlama Teşkilatını (DPT) yeniden kuracaktır.
  • Devlet kaynakları, planlı şekilde harcanmaya başlayacaktır.
  • Halkın parası heba edilmeyecek ve verimli projelere harcanacaktır.
  • Sayıştay Türk halkı adına ve bağımsız olarak yeniden denetime başlayacaktır.
  • 12 yıllık kalkınma planları ile istihdam yaratan bir kalkınma modeli başlatılacaktır.
  • Zafer Partisi, Türkiye Varlık Fonunu kapatacaktır. 
  • Zafer Partisi gerçek Serbest Piyasa şartlarının oluşması için teşvik ve yönlendirme yapacaktır.
  • Serbest Piyasa, AKP dönemindeki gibi, bir kısım yandaş firmaya teslim edilmeyecektir.
  • Serbest Piyasada, rekabet şartları oluşturulacaktır. Ucuza,  kaliteli üreten üreticinin önünü açılacaktır.

ZAFER PARTİSİ VE TASARRUF

  • Büyük bir tasarruf hamlesi başlatılacak, devlet topluma örnek olacaktır.
  • Kamu tasarrufu kapsamında, AKP’nin Saray’ı; Türkiye Bilimler Akademisi, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, Atatürk Yüksek Kurumu ve TUBİTAK’a tahsis edilecektir.
  • Cumhurbaşkanlığı ait olduğu yere Çankaya Köşkü’ne, Başbakanlık tarihi merkez binasına dönecektir.
  • Cumhurbaşkanlığına ait 8 uçak satılacaktır. Kamudaki makam aracı sayısı yeniden değerlendirilecek ve toplam 5000 ile sınırlanacaktır.
  • Kamuda yandaşlardan fahiş fiyatlarla araç, bina kiralama işlemlerine son verilecektir.
  • “Kamu Özel İşbirliği (KÖİ)” adı altında, Türk milletini ve devletini soyan projeler askıya alınacaktır.
  • Tasarrufun en önemli kaynaklarından birisi “enerji sektöründe” gerçekleşecektir.
  • Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını en aza indirgemek için “yenilenebilir enerji” kaynaklarımız (Almanya örneği gibi) en verimli şekilde kullanıma alınacaktır.
  • Kamudaki en büyük tasarruf, kaçaklar ve geçici sığınmacılar gönderilerek yapılacaktır. Böylece yıllık 10 milyar Dolar, kasamızda kalacaktır.
  • Türkiye yaşadığı ekonomik darboğaza rağmen, en yüksek dış yardım yapan ülkedir. Dış yardımlar kesilerek, yıllık 7 milyar Dolar tasarruf yapılacaktır.

ZAFER PARTİSİ VE TÜRK GENÇLİĞİ

  • Türk gençliği kendisini anayurdunda ezilmiş, dışlanmış, ihmal edilmiş ve geleceği çalınmış hissetmektedir.
  • Zafer Partisi, Türk gençliğini anayurdunda kiracı olmak durumundan çıkaracaktır.
  • Zafer Partisi olarak gençlerimize, düşünce özgürlüğünü, demokrasiyi, şeffaf ve hesap verilebilirliği olan bir Türkiye’yi, “sizinle beraber” yeniden inşa edeceğimize söz veriyoruz.
  • Türk gençleri, gereken liyakate sahip olduğunuz takdirde, başka hiç bir özelliğiniz, Zafer Partisi’nde ve daha sonra devlet yönetiminde ilerlemenizi durdurmayacak veya yardımcı olmayacaktır.
  • Göçlerle ülkemizdeki Suriyeli ve dünyadaki uyuşturucunun %90’nını üreten ve pazarlayan Afganlı uyuşturucu mafya ve çeteleri, gençliğimizi zehirlemeye çalışmaktadır.
  • Bir yandan, uyuşturucu kartellerine, PKK adlı uyuşturucu holdingine, kartellerin devlet içindeki ve dışındaki uzantılarına karşı amansız bir mücadele başlatacağız.
  • Diğer yandan, sağlıkta önceliklerimizden birisi uyuşturucudan arınma tedavi programları olacaktır.
  • Çocukları uyuşturucu kullanan anne ve babalar; söz veriyoruz: Çocuklarınızı size geri vereceğiz!
  • Ve söz veriyoruz: Bir gün kucaklarınıza sağlıklı torunlarınızı alacaksınız!
  • Uyuşturucu çeteleri, size de söz veriyoruz: Lanet olası ruhunuz cehenneme gitmeden önce, size cehennemi yeryüzünde yaşatacağız.
  • Size söz veriyoruz: Afgan ve Suriye mafyasını Türkiye’de yaşatmayacağız.

ZAFER PARTİSİ VE KÖY OKULLARI

  • Milli birliğimizin sağlanmasında önemli bir adım da, köy okullarının tekrar açılması olacaktır.
  • Her köy okulunda, en az bir öğretmenimizi görevlendireceğiz.
  • Köy okullarında tekrar İstiklal Marşı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Orhun Abideleri olan “Andımız” okunacaktır.
  • Milli Bayramlarımız, okullarımızda yeniden büyük bir coşkuyla kutlanmaya başlanacaktır.
  • Eğitimde fırsat eşitliği, köy okullarından başlatılacaktır.
  • Çocuklarımızı günümüzün gerektirdiği teknolojik, bilimsel, sosyal, kültürel ve milli değerlerimize uygun bir eğitim sistemi ile yetiştireceğiz.
  • Köy okullarında okumuş evlatlarımız yeniden Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı olabilecektir.
  • Köy okullarının açılması ile birlikte köylerimiz canlanacak, köylerde üretim tekrar başlayacaktır.
  • Eğitimin ana ağırlığı, mesleki ve teknik eğitime verilecektir.
  • Mesleki ve teknik eğitim görecek öğrencilerin eğitim sürelerinin en az yarısında uygulama yapabilmeleri sağlanacaktır.
  • Ülkenin ihtiyaç duyacağı her alanda mesleki ve çıraklık eğitiminin kalitesini yükselteceğiz.

ZAFER PARTİSİ VE MİLLİ DIŞ POLİTİKA

  • Türk dış politikası, milli gerçekçi bir çizgide ilerleyecektir.
  • Zafer Partisi, Türkiye’nin değil Erdoğan’ın “kişisel çıkarlarını” temsil eden ve Müslüman Kardeşler merkezli sürdürülen parti politikası anlayışını terk edecektir.
  • Türk dış politikası, Türkiye’nin milli çıkarlarını temsil edecektir.
  •  Türkiye, Araptan fazla Arapçı, Filistin’den fazla Filistinci, HAMAS’tan fazla HAMAS’çı olmayacaktır.
  • Zafer Partisi, Arapların iç işlerine mezhep merkezli müdahalelerde bulunmayacaktır.
  • Zafer Partisi Türk dış politikasını, çakma diplomatlar ile değil, gerçek “kariyer diplomatlar” ile yürütecektir.
  • Washington’daki AKP Büyükelçisi Murat Mercan’ı çekip yerine Türk büyükelçisi atayacağız.
  • Prag’daki AKP Büyükelçisi Egemen Bağış’ı çekip, yerine Türk büyükelçisi atayacağız.
  • Onlar gibi olan diğerleri de geri döneceklerdir.
  • Suriye ile derhal görüşmelere başlayacağız. Lefkoşa ve Bakü’den sonra ilk ziyareti Şam’a gerçekleştireceğiz. Şam Büyükelçiliğimizi açacağız.
  •  Mısır ile ilişkilerimizi normalleştireceğiz.
  • Suudi Arabistan ve BAE’leri ile ilişkilerimizi yeniden düzenleyeceğiz.
  • İsrail ile ilişkilerimizi Arap ipoteği altına almayacağız. Öte yandan İsrail’in PKK/PYD ile ilişkileri, yeni dönemde, ilişkilerin düzelmesinin ana kıstası olacaktır.
  • Filistin’e göstereceğimiz ilgi, Zafer Partisi’nin iktidarında kayıtsız şartsız olmayacaktır. Bundan sonra Filistin, Türkiye’den, Türk Milletine gösterdiği kadar destek alacaktır.
  • Avrupa Birliği ile sonuçsuz tam üyelik görüşmelerine bir nokta koyup, AB ile ilişkileri ekonomik zeminli bir model çerçevesinde tekrar şekillendirmeyi önereceğiz. Biz ikili ilişkileri kötüleştiren ve geren bir model yerine her iki tarafın da yararına olacak yeni bir modelin üzerinde çalışacağız.
  • ABD ile ilişkilerimiz, çok ağır bir krizden geçmektedir. Mevcut durumda sağlıklı bir ittifak ilişkisinden bahsetmek mümkün değildir.
  •  ABD’nin FETÖ ve PKK/YPG ile ilişkilerinin izahı müttefiklik çerçevesinde mümkün değildir. Türkiye ile ABD arasındaki gerilim ve kötü ilişkiler bütün Avrasya coğrafyasını etkileyecek potansiyele sahiptir.
  • Zafer Partisi, ABD’nin Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerini anlamasını ve saygı göstermesini beklemektedir.
  • Türkiye-ABD ikili ilişkileri, iki tarafında bölgesel ve küresel çıkarlarını temsil eden bir çerçeve içinde ve çözüm odaklı bir diyalog sürecinde değerlendirilecektir.
  • Zafer Partisi, Türkiye-Rusya ilişkilerinin çok boyutlu olarak gelişmesini arzu etmektedir.
  • Türk-Rus ilişkilerin çok boyutlu olarak gelişmesi her iki ülkenin de yararına olacaktır.
  • Zafer Partisi, Rusya ile ekonomik ve politik anlamda ilişkilerde, AKP döneminde, Türkiye’nin aleyhine bozulan dengeyi yeniden kuracaktır.
  • Zafer Partisi, yeni bir ekonomik, politik ve askeri kutup olarak yükselen Çin ile Türkiye ilişkilerini de önemsemektedir.
  • Zafer Partisi, AKP iktidarı döneminde, Çin ile ekonomik ilişkilerimizde Türkiye aleyhine bozulan dengeyi yeniden onaracaktır.
  • Çin ile ilişkilerimizin kültürel ve eğitim alanında da artırılması hedeflenmektedir. Ancak, Zafer Partisi, Çin’in toprak bütünlüğüne saygı duymakla beraber Doğu Türkistan’ı Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olarak görmektedir.
  • Pekin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yönelik gerçekleştirdiği baskılar ve uyguladığı şiddet, Türk dünyası için de bir tehdit olan “cihatçı Selefiliğin” bir tepki olarak yayılmasına neden olmaktadır.
  • Zafer Partisi, Doğu Türkistan’ı Türkiye ile Çin dostluğunu güçlendiren bir bağ olarak görmek istemektedir.
  •  Doğu Türkistan’da mevcut baskı rejimi devam ettiği sürece, Türk-Çin ilişkilerinde arzu edilen gelişmenin olması mümkün değildir.
  • Kıbrıs’ın tarihine ve kültürüne, Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin bekasına ve güvenliğine en uygun hal tarzının “KKTC’nin bağımsız bir Türk devleti” olarak devamını sağlamak olacaktır.
  • KKTC’nin uluslararası alanda tanınması, uluslararası kuruluş ve örgütlere üyeliğinin sağlanması, ekonomisinin güçlendirilerek KKTC’nin refahının yükseltilmesi, partimizin dış politikasının en önemli ve öncelikli gündem maddesi olacaktır.
  • Doğu Akdeniz’de MAVİ VATAN’ın her zerresi kararlılıkla savunulacaktır.
  • Zafer Partisi, anavatanın parçası olan bu sularda; Yunan şımarık saldırganlığına karşı, Türk Milletinin menfaatlerini ve haklarını en kararlı şekilde ve mütekabiliyet esasına göre savunacaktır.
  • Yunanistan’ın taciz, tehdit ve ülkemizin egemenliğini ihlal eden davranışlarını sürdürmesi kabul edilemez.
  • Partimiz, Trakya, Ege ve Kıbrıs’ta yaşanan sorunları Yunan tarafının uluslararası antlaşma hükümlerine aykırı davranışları nedeniyle Yunanistan’ın yarattığı sorunlar olarak görmektedir.

GÜVENLİK REFORMU: ÇELİK MİĞFER

  • AKP iktidarında, en ağır darbeleri alan devlet kurumlarının başında yargı ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma ve Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatı gelmektedir.
  • FETÖ ve benzeri kurumlar, iktidarın desteği ile adeta bu kurumlarımızı işgal ve tahrip etmişlerdir.
  • Zafer Partisi, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde artacak olan tehditleri de göz önünde tutarak Çelik Miğfer Güvenlik Reform programı ile güvenlik sistemimizi güçlendirecek kararlı adımlar atacaktır.
  • Bu çerçevede askeri liseleri tekrar açacağız.
  • Kuleli, Işıklar, Maltepe ve Deniz Liseleri, kültür ve gelenekleri ile birlikte, çağdaş standartlara uygun eğitim/öğretim programlarını takip edecektir.
  • Harp Okullarını gerçekten Harp Okulu kimliğine kavuşturacağız.
  • Harp Okullarından yeni “Mustafa Kemal”ler yetişmesini hedefleyeceğiz.
  • Asker hastanelerini tekrar açacağız.
  • GATA yine askeri sağlık sisteminin akademik merkezi olacak.
  • Askeri mahkemeleri tekrar açacağız.
  • Türk Ordusu başta olmak üzere, tüm güvenlik güçleri, her türlü tarikat ve cemaat görüntülü terör/casusluk yapılarından arındırılacaktır.
  • Yüksek Askeri Şura’nın yapısı, iki seviyeli olarak belirlenecektir.  Taktik seviye komutanların (Tuğgeneral ve Tümgeneral) terfileri ile Stratejik komutanların (Korgeneral ve Orgeneral) değerlendirmesi, farklı yapıdaki YAŞ ile gerçekleşecektir.
  • Oluşturulacak yeni YAŞ’ın amacı, liyakati esas almak ve siyaseti ordudan uzak tutmaktır.
  • Güvenlik birimlerimiz, yeniden Milletin Ordusu, Polisi ve Jandarması olacaktır!

PKK ile MÜCADELE: DEMİR GÜVERCİN

  • PKK ve hiçbir terör örgütü ile “müzakere” edilmeyecek, devletin tüm güç unsurları ile ve kararlılıkla “mücadele” edilecektir.
  • PKK ile mücadele siyasi, bürokratik, psikolojik, toplumsal, ekonomik, kültürel, mâli, hukuki, askeri, istihbarat, polis ve diplomasi alanlarında yeniden düzenlenecektir.
  • PKK ile mücadele, devlet kurumları arasında eşgüdüm ile ve bir program çerçevesinde yapılacaktır.
  • PKK teröristleri ile mücadele; gerek yurt içi ve gerekse sınır ötesinde “aktif ve kararlı” bir tutum sergilenecektir.
  • PKK teröristleri ile mücadelede, milli ve uluslar arası hukuki normlara göre hareket edilecektir. Devlet birimleri hukukun dışına asla çıkmayacak, ancak hain odaklara göz açtırmayacaktır.
  • Zafer Partisi, terör mağduru olan bölgelerde istihdamı teşvik edecek ve kalkınma politikalarını esas alacak, vatandaşın yaralarının sarılmasına öncelik verecektir.
  • Zafer Partisi bölgenin, sınır komşuları ile sınır ticareti dahil, ekonomik gelişme ve tarımsal üretimi arttırıcı politikalar izleyecektir.
  • Suriye sınırında yoğunlaşmış durumda olan “Geçici Koruma Altındaki Suriyelilerin” öncelikle ve insan onuruna yakışır biçimde ülkelerine dönmesine yönelik tedbirler alınacaktır.
  • Gençlerin terör örgütlerinin ağına düşmesini önleyici kapsamlı ve çok boyutlu politikalar uygulanacaktır.
  • Bölge insanımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması için asayiş ve adalet tedbirleri alınacaktır.

FETÖ İLE STRATEJİK MÜCADELE: KILIÇARSLAN KALKANI

  • FETÖ, son 1000 yılda devletimizin karşı karşıya olduğu en büyük terör ve casusluk örgütüdür.
  • FETÖ aynı zamanda Türk Milletine karşı düzenlenen son Haçlı Seferi’dir.
  • FETÖ ile mücadele eylem planımıza bundan ötürü, ilk Haçlı Seferine karşı direnen büyük komutan Sultan Kılıçarslan’dan esinlenerek “Kılıçarslan Kalkanı” ismi verilmiştir.
  • FETÖ ile mücadele devletin en öncelikli görevlerinden biri olacaktır.
  • FETÖ ile mücadele yurt içi ve dışında kararlılıkla sürdürülecektir.
  • FETÖ terör ve casusluk şebekesi ile klasik anti terör yaklaşımı ile mücadele etmek mümkün değildir. FETÖ’nun devletin kılcal damarlarından temizlenmesi, stratejik planlamaya dayanan, uzun vadeli ve kurumsal işbirliği içinde yapılacaktır.
  • FETÖ ile mücadelede, “siyaset kurumu” mücadele alanı dışında tutulmayacaktır. Her kim suça bulaşmış ise mahkemelerde hesap verecektir.
  • FETÖ ve benzeri terör/casusluk şebekelerinin, devlete ve özellikle güvenlik birimlerine yeniden sızmasını önlemek için, ilave tedbirler alınacaktır.

IŞİD İLE MÜCADELE: YESEVİ ZIRHI

  • Türkiye’de kanlı eylemler gerçekleştiren başta IŞİD olmak üzere “Selefi terör örgütleri” ile mücadele eylem programımızın adı, Müslüman Türk kimliğinin oluşmasında olağanüstü katkıları olan Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerine atıfla “Yesevi Zırhı” olarak belirlenmiştir.
  • Selefi terör örgütleri ile mücadelede, istihbarat gayretleri özel bir önem taşımaktadır.
  • İstihbarat gayretleri; dış istihbarat, iç istihbarat ve polis/jandarma istihbarat arasındaki işbirliği ile yapılacaktır.
  • Selefi terör yapılanma ve faaliyetlerinin, yurt içine girmesini önlemek ana gayretlerden biri olacaktır.
  • Bununla birlikte, Selefi örgütler ile mücadele sadece eylem önleyici kapsamda kalmayacaktır.
  • Selefi yapıların toplum içinde sosyal taban oluşturma gayretleri de önlenecektir.
  • Yesevi Zırhı mücadelesi için özel eğitimli, profesyonel ekiplerden oluşan bir yapı oluşturulacaktır.

NİÇİN ZAFER PARTİSİ

  • Türkistan’da Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri’nin türbesinin önünde “Uzun ve çetin bir yürüyüşe başlıyoruz. Allah yardımcımız olsun” diyerek yola çıkmıştık.
  • Yolumuz uzun ve çetindir!
  • Zafer Partisi kimseye, ihaleler, köşe dönmeler veya rant vaat etmiyor.
  • Biliyoruz ki; arkamızda büyük Türk Milletinin yüreği ve desteği var.
  • Biz Zafer Partililer, birileri gibi, MAKAM değil, VATAN mücadelesi veriyoruz.
  • Biz Zafer Partiler, Alparslan’dan Atatürk’e uzanan çizgiyi, gelecek 1000 yıla taşımanın mücadelesini veriyoruz.
  • Biz Zafer Partililer,  sizinle birlikte, Türk Milletine biçilmek istenen kefeni parçalayıp, tarihin çöplüğüne atmak için, çocuklarımızın ve torunlarımızın Musul, Hama, Halep ve Şam’daki sahneleri yeniden yaşamaması için, birlikte büyük bir mücadele vermeyi öneriyoruz.
  • Biz size, AVM’lerde gezmeyi değil, fabrikalarda, tarlalarda üretim için birlikte çalışmayı ve terlemeyi öneriyoruz.
  • Biz milletimizi; Irak, Suriye, İran ve Türkiye toprakları üzerinde bir sözde “Kürdistan” kurmak için, ülkemizi iç savaşa sürüklemek isteyenlerin büyük projesine karşı, birlikte mücadeleye çağırıyoruz.
  • Zafer Partisi, Sakarya mevzileri gibi, son savunma hattıdır!
  • Emperyalizm, emperyalizmin yerli uşakları, satılık aydınlar, vatansız basın, “Suriyelilerin partileri” hep birlikte üzerimize saldırıyorlar.
  • Türk Milletinin inşa ettiği son savunma hattını, Zafer Partisi’ni aşmak için, her türlü saldırı, iftira, tahrik, örtülü operasyon gerçekleştiriliyor.
  • Biz de bu saldırılara karşı gereken cevabı, en sert şekilde veriyoruz, vereceğiz!
  • Zafer Partisi’nin bütün mensupları, ellerindeki bütün imkanları ile Türk Milleti’nin varlığının ve birliğini savunması için canla başla çalışmaktadır.
  • Milletimizi bu mücadeleye ortak olmaya davet ediyoruz.
  • Ve Buradan milletimize söz veriyoruz:
    •  Hiçbir saldırı, hiçbir tehdit, yıldırma operasyonu bizi Türkiye’nin BİLİM, BİRLİK ve BARIŞ yolunda verdiğimiz mücadeleden geri çeviremeyecektir,
    • Sizden ve Türk Milletinden gizli hiçbir pazarlık yapmayacağız,
    • Ankara düşmeyecek” diyen Mehmet Akif’in inancı ile “Ya İstiklal Ya Ölüm” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün inancı ile Haykırıyoruz:

“Zafer, Büyük Türk Milletinin olacak.”

Comments are closed.