Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ Twitter hesabından dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Özdağ açıklamasında otoyollardaki hırsızlılığı deşifre etmesi bakımından takdir topladı.
Özdağ’ın tweet serisi şu şekilde:
1 – Dünyanın en prestijli Üniversitelerinden McGill Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nin araştırmalarına göre; tüm dünyada otoyol yapımının kilometre maliyetleri incelenerek en ucuz maliyetin Çin’de olduğu tespit edilmiştir.
2- Çin’de arazi yapısına ve otoyol genişliği ve şerit sayısına göre 750 bin dolar/kilometre ile 1.5 milyon/dolar kilometre arasında değişmektedir. Bu rakam Avrupa ülkelerinin en pahalı maliyetlerinin gerçekleştiği bazı ülkelerde aşağıdaki gibidir:
3- İtalya’nın kuzeyindeki dağlık bölgelerde 2,5 milyon dolar,
Bulgaristan’da milli bütçeden karşılanarak yapılan ve Balkan dağlarını kesen otoyolun kilometre maliyeti 2.2 milyon dolardır.
4- Üniversite, araştırmasında otoyolun yapımına giren her bir maliyet kalemine ne kadar harcama yapıldığını tek tek listeleyerek, gidiş geliş üçer şeritli otoyol ortalama maliyetin sanat yapıları dahil olmak üzere 2,5 – 4 milyon dolar arasında olabileceğini de eklemiştir.
5- Bu açıklamalardan, Türkiye coğrafyası gibi bir ülke için birim kilometre maliyetinin sanat yapıları dahil ancak 3-4 milyon dolar olabileceği hesap edilmektedir.
6- Yaklaşık 3.000 kilometreye ulaşan otoyollarımızın ne kadara mal olduğu hakkında kesin bilgiye erişilmemesi için hükümet tarafından her türlü karartma uygulanmıştır.
7- Ancak, Osmangazi Köprüsü geçişi dahil, 420 km’lik yolun işletmecisi Otoyol A.Ş.’nin açıklamalarına göre 8 milyar dolara; Cumhurbaşkanlığı Bütçe ve Strateji Başkanlığı’nın 2018 faaliyet raporundaki açıklamalarına göre ise 7.2 milyar dolara mal olduğu belirtilmektedir.
8- Osmangazi Köprüsü, inşa eden Ishikawajima Heavy Industries’in mali verilerine göre 1.2 milyar dolara mal olmuştur. Bu durumda; bir hesapla 420 kilometrelik otoyol, bağlantı yolları ve sanat yapıları dahil 6.8 milyar dolara bir başka hesapla da 6 milyar dolara mal olmuştur.
9- Bu durumda İstanbul-İzmir Otoyolunun kilometresi 14,2 veya 16,2 milyon dolara, yani olması gereken 3,5 – 4 kat daha pahalıya mal olmuştur.
İstanbul-İzmir arasındaki soygun bununla da bitmemiştir.
10- Osmangazi Köprüsü, sözleşmeye göre 2013’te başlayacak imalatlar 2020 yılında bitirilecek ve işletme süresi resmen 15 Mart 2020 tarihinde başlayacaktır. Oysa 15 Mart 2020 tarihinden tam 3 yıl 9 ay erken, 1 Temmuz 2016 tarihinde işletmeye açılmıştır.
11- İşletme süresi 3 yıl 9 ay kısaltılması gerekirken, sözleşme değiştirilmeyerek, süre fiilen uzatılarak, yatırımcı firmanın 2 milyar 160 milyon dolar haksız kazanç elde etmesi sağlanmıştır.
12- Köprünün dışında; değişik bağlantı yolları da 15 Mart 2020 tarihinden önce 20 Ekim 2015 tarihiyle 4 Ağustos 2019 tarihleri arasında açılarak yine sözleşmede herhangi bir tadilata gidilmeden araç geçiş garantileri üzerinden paralar ödenmeye başlanmıştır.
13- Bağlantı yolları üzerinden erken ödeme miktarının nerede ise 2 milyar doları bulduğu ve fazladan yapılan ödemenin 4 milyar dolara baliğ olduğu hesap edilmektedir.
14- Bu durumda gerçek maliyetler üzerinden Osmangazi Köprüsü’nün 3 – 3,5 milyar dolara mal olması gerekirken, bu projenin tümü kamuya 2 kat daha pahalıya mal olmuştur.
15- Otoyolun erken bitirilmesi nedeniyle sözleşmede yer alan süreler geri çekilerek işletme süreleri kısaltılıp dengelenmesi gerekirken, bu süreler işletme sürelerinin içinde bırakılarak, 4 milyar dolardan fazla haksız kazanç yatırımcı şirkete aktarılmıştır.
16- Verilen geçiş garantileri nedeniyle işletmesi süresi boyunca kamuya gelecek yükü de dikkate aldığımızda, basit bir otoyol inşa ve işletme sözleşmesinden kamunun zararı 20 milyar doları bulmuştur.
Yani Türk halkının cebinden 20 milyar dolar çalınmıştır!
17- Bu durumda Türkiye nasıl fakir kalmayarak zenginleşecek ve kaynaklarını nasıl verimli kullanacaktır? Zenginleşmek bir yana, Türk halkı soyuluyor!
Türk halkının cebinden alınan paralarla, yüklenici firma neredeyse hiç para harcamadan inşaatı yapmış oldu!
18- Türk halkı günden güne fakirleşip, faturalarını dahi ödeyemez hale gelmişken, zenginleşen sadece hükümet ve desteklediği yandaş firmalar olmuştur.
Türk halkının rızkı, yastık altından alınıp yandaş firmaların yani “suç ortaklarının” kasası doldurulmuştur!
19- Bu ve benzeri yapılan tüm “nitelikli dolandırıcılık”ları Zafer Partisi izliyor ve kaydediyor.
Zafer Partisi iktidar olduğunda, hepsinin tek tek hesabı sorulacak; vatandaş fark etmeden cebinden çalınan tüm parasını geri alacak. Paranı geri istiyorsan
@ZaferPartisi ‘ni seç!