Prof. Dr. Ümit Özdağ: Ülkemizin ağır bir ekonomik krizden geçtiğini her gün yaşıyoruz. Dar gelirli ve sabit gelirli vatandaşlarımızın milli gelirden aldığı pay son beş yılda azaldı ve azalmaya devam ediyor. 85 yaşında bir nine sokakta kağıt mendil satarak evine ekmek götürmenin mücadelesini veriyor. 65 yaşında evde çalışamayacak derecede ağır hasta olan kızına bakmak için çalışan bir anne keza bir evde yaptığı temizlikten diğer evde yaptığı temizliğe koşarak gidiyor ve ancak öğle evine ekmek götürüyor. 16 milyon insan emekli, dul ve yetim 8 bin lirayla 12 bin 500 lira arasında aldıkları maaşla geçinmeye çalışıyorlar.
Dünyada gıda enflasyonunda yüzde 60’la birinci sıradayız. Yani her gün pazardan, çarşıdan aldığımız gıda maddelerinin fiyatları artıyor. Savaştaki Rusya’da, savaştaki Ukrayna’da bile gıda fiyatları bu kadar artmazken Türkiye’de insanlar satın alamadıkları için pazarların kapanmasından sonra atılan sebzeyi, meyveyi toplamak zorunda kalıyor. 650 lira sigortasını ödeyemediği için 9 milyondan fazla insana SGK’dan mesaj geliyor. ‘Sigortanı bir an önce öde yoksa sağlık hizmeti alamazsın’ deniliyor.
Bütün bunlar olurken Kur Korumalı Mevduat denilen zenginlere kaynak aktarma mevduatından istifade edenler, 1 trilyon 235 milyar TL faiz geliri elde ediyorlar ama bir lira vergi ödemiyorlar. Asgari ücretle çalışan anne çocuğuna mama almak için KDV, ÖTV ödüyor ama milyonlarca dolar faiz kazancı elde edenler bir kuruş vergi ödemiyorlar. Ferrari’ye biniyor vergi dairesinde kaydı yok, vergi ödemiyor. Bir sene içerisinde 32 milyon TL’lik gayrimenkul satın alıyor, vergi ödemiyor.
Türk halkı açlıkla sınanıyor. Türk halkı yoksullukla sınanıyor. Bütün bunlar olurken son 12 ay içerisinde lüks tüketim artıyor. Çünkü bu ağır ekonomik kriz ülkenin yüzde 10’una hiç dokunmuyor. Onlar yandaş. Onlar ihaleleri almaya devam ediyorlar. Onların vergi afları art arda gelmeye devam ediyor. Onlar vergi ödemiyor.
Yine bir başka kutuplaştırma çabasını 30 Ağustos’ta temel rütbesini takan genç subayların tören sonrasında ettikleri yemine ve kılıçlarını çekmelerine karşı gösterdiği tepkide görüyoruz ve olayın üzerinden 8 gün geçtikten sonra İmam Hatipliler toplantısına gidiyor ve İmam Hatipliler toplantısında İmam Hatiplilere genç teğmenleri adeta ihbar ediyor onları orada İmam Hatiplilere linç ettiriyor.
Amacı yine toplumu bölmek ve kutuplaştırmak. Oysa Harbiyeliler de bizim çocuklarımız, İmam Hatipliler de bizim çocuklarımız. Hepsi bu ülkenin evlatları. Yarın bu ülkeye yapılacak bir saldırıda bütün Türk milleti bir arada Türk milletinin hukukunu ve egemenliğini koruyacak. Onları birbirine düşman edemezsiniz. Onları bu şekilde ayrıştıramazsınız.
O teğmenler kılıçlarını Türkiye’nin düşmanlarına karşı kaldırdılar. O teğmenler o kılıçlarını terör örgütlerine karşı kaldırdılar. O teğmenlerin kılıçları Türk milleti için çekilmiş kılıçlar ve biz de o kılıçları saygıyla selamlıyoruz. Erdoğan’ın Türkiye’yi yönetemediği için milleti ayrıştırmak kutuplaştırmak ve böylece bir seçmen konsolide etmek şeklindeki siyasi tuzağına Türk milletinin düşmemesi için Zafer Partisi olarak elimizden geleni yapacağız.
Dün yine bir tweet atarak bu sefer Hazreti Peygamberimiz üzerinden siyaset yapmayı, toplumu bu şekilde ayrıştırmayı hedefledi. Allah’a şükürler olsun ki bu millet AKP iktidara gelince Müslüman olmadı. Biz bin seneden beri Müslümanız. İslamiyet’i de AKP’den öğrenmedik.
Türkiye’nin gerçek gündemi Türk teğmenlerinin ebedi Başkomutanlarının askeri olduklarını söylemeleridir. Türkiye’nin gerçek gündemi Türk halkının sömürülmesi, Türk halkının kaynaklarının yandaş sermaye gruplarına peşkeş çekilmesi ve Türkiye’nin örtülü bir istilayla 13 milyon sığınmacı ve kaçakla doldurulmuş olmasıdır. Bugün Türk halkının temel sorunu tencerenin boş olmasıdır. Bugün, Türk halkının temel sorunu o boş tencerenin on üç milyon insan tarafından ortak olarak daha da boş hale getirilmesidir.
İnsanlara siz 650 lira SGK borcunuzu ödeyin diye mesaj yolluyorsunuz, 9 milyon 600 bin kişiye. İyi de bu ülkede yaşayan sığınmacı statüsündeki 5 milyona yakın Suriyeli bedava tedavi olmuyorlar mı? Bedavayla çalmıyorlar mı? Neden bu ülkede Türk milletini ikinci sınıf, üçüncü sınıf hale getiriyorsunuz?
Türk milletinin insan olduğunu ne zaman hatırlayacaksınız? Bu milletin dünyanın değişik ülkelerine 7 milyar dolar yardım yapacak hali mi var? Bunu bir sene yapmadınız, iki sene yapmadınız. Bunu 13 seneden beri yapıyorsunuz.
Peki bu yardımlar para olarak mı gidiyor? Hayır, tabii ki para olarak gitmiyor. Bir Afrika ülkesinde köprü yapılacak. Köprüyü kim yapıyor? Belirledikleri müteahhit. Bir Afrika ülkesinde bir bina yapılacak. Kim yap yapıyor binayı? Belirledikleri müteahhit. Ve sonra belirledikleri rakam. Yani bu 7 milyar doların 7 milyar doları da AK Parti’nin insan sevgisinden dolayı değişik ülkelere gidiyor mu zannediyoruz? Hayır gitmediğini biliyoruz.
Ama bu fakir halkın cebinden çıkıyor. Türk halkı sömürülüyor. Türkiye zengin bir ülke fakat Türk halkı bilinçli şekilde fakirleştiriliyor. 30 milyondan fazla insan AK Parti iktidarı döneminde sosyal yardımla geçiniyor.
Bütün dünya kendisini göçlere karşı koruyor. Almanya Schengen vizesini iptal etti fiilen. Hollanda, Danimarka ağır tedbirler alarak mültecileri sınır dışı ediyor. Bizimkiler hala Ensar ve Muhacir diyerek Anadolu’yu dolduruyorlar. Sınırlarımız delik deşik. Sınırdan kuş uçmuyor diyenler yalan söylüyor.
Bırakın kuşu geçen hafta Kilis sınırından deve kuşu girdi içeriye. Gerçekten, Suriye’den kaçan deve kuşu girdi.
Birkaç gün önce Konya’da 4 Afgan uyuşturucu ticareti yapıyorlarmış. Bir Türk kadını öldürdüler. Eğer sınırda mayın olsaydı o 4 Afgan havaya uçacaktı, Konya’ya gelmeyecekler, hem çocukları zehirlemeyecekler hem de kadın öldürmeyeceklerdi. O kadın öleceğine mayında patlasınlar kardeşim. Önce Türkiye! Önce Türk insanı!
Vergi sistemini değiştireceğiz. Doğrudan vergiler artacak. Dolaylı vergiler ÖTV ve KDV’de indirimlere gideceğiz. Akaryakıtın KDV’sinde, ÖTV’sinde yapacağımız indirimle bir anda gıda maddeleri fiyatlarında ciddi bir aşağı doğru inişi sağlayacağız.
Biraz önce bir arkadaşım bir partilimiz Bodrum’dan bana fotoğraflar atmış. Diyor ki, ‘Hocam, Bodrum sokaklarında şimdi yüzlerce Hindistanlı ve Bangladeşli inşaat işçisi çalışıyor. Dolaşıyorlar alışveriş yapıyorlar.’ Beşli çeteden birisi orada bir otel inşaatına Hindistan’dan ve Bangladeş’ten yüzlerce işçi getirmiş. Bunları yasaklayacağız.
Öncelik Türk insanınındır. Bu iş Türk işçisinin işidir. Türk işçisinin de hakkının yenmesini engelleyeceğiz. Bu ülkede 10 milyonun üstünde işsiz var. Bu ülkede 10 milyonun üzerinde işsiz varken birilerinin kalkıp ‘Türk halkı çalışmıyor, Türkler tembel’ demesi büyük bir edepsizliktir.
Bu Cumhuriyeti Türk Milleti kurdu ve bu millet çalışarak emeğiyle Türkiye’yi inşa etti. Türk milleti çalışkandır. Yeter ki siz ona hakkını verin.
8 Aralık’ta Ankara’da yapacağımız büyük kongremizde partimiz, Türkiye’yi yönetmeye hazır programıyla, kongrede gerçekleşecek büyük katılımlarla, Türkiye’yi yönetme konusunda daha da hazır hale gelecek kadrolarımızla, bundan sonraki seçimlere büyük bir hızla Anadolu’da vatandaşımızla sürekli temas halinde olarak devam edecektir.
Bu mücadelede sizlerin büyük desteğine ihtiyacımız var. Her gün sahada vermiş olduğunuz mücadelenin bir siyasi parti mücadelesi olmanın çok ötesinde işgale karşı bir direniş olduğunun bilincinde olarak mücadele edin. Vermiş olduğunuz mücadelenin Türk Milletinin Anayasadan çıkartılmasına karşı bir mücadele olduğunun bilinciyle mücadele edin. Bu tam anlamıyla Türk Milletinin hukukunu, hakkını savunma mücadelesidir.
Bu mücadelede Allah yardımcımız olsun. İnşallah zafer, büyük Türk Milletinin olacak.