Prof. Dr. Ümit Özdağ: Zafer Partisi Genel Merkez heyetimizin Muğla’da gerçekleştireceği iki günlük çalışma süreci dün akşam Fethiye’de yapmış olduğumuz toplantıyla başladı. Bugün de Ortaca’yı, Dalaman’ı, Muğla’yı ziyaret ederek devam ettireceğiz çalışmalarımızı. Yarın da Muğla’da ilçe ziyaretlerimizi gerçekleştireceğiz. Esasen Mersin’den başlayıp, Antalya’da bütün ilçeleri tek tek ziyaret ederek, küçük mitingler gerçekleştirerek, sürdürdüğümüz bu çalışma Muğla’dan sonra Aydın, İzmir, Bursa’da devam edip Eskişehir’de sona erecek. Zafer Partisi’nin genel seçimler sonrasında en çok oy kazanan ve hızlı yükselen parti olduğunu artık kamuoyunda da genel kabul görmüş bir husus. Bu yükseliş durmadan devam ediyor. En son bir fikir vermesi için ifade edeyim. Geçen hafta İstanbul’da yapılan kapsamlı bir araştırmanın sonucu, İstanbul’da Zafer Partisi yüzde 8.64 ile 3. parti olmak durumunda ve yükselişini de sürdürüyor.
Bizim yükselme, partimizin oylarının yükselme sebebi partimizin Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliğini, Cumhuriyetin kuruluş esaslarını tavizsiz savunmamız ve Türkiye’de gerçekleşen kontrolsüz göçle ülkemizin adeta sessiz bir işgale uğraması karşısında Türk halkının haklı itirazını dile getiren tek parti olmamızdır. Çaresiz bırakılmak istenen bu işgal karşısında Türk halkına çaresiz olmadığını hatırlatan partidir Zafer Partisi. Onun için her geçen gün Zafer Partisi’nin arkasındaki kamuoyu desteği, seçmen desteği artmaktadır. Bizde politikalarımızı Türk vatandaşlarına en etkili şekilde iletmek için partimize uygulanan basın ambargolarına rağmen sosyal medya üzerinden en etkili şekilde seçmene ulaşma doğrultusunda önemli başarılar kazandık. Bunları da sürdürme, arttırarak sürdürme niyetindeyiz, kararlılığı içerisindeyiz.
Ülkemizin saray rejimi altında, anti-demokratik, baskıcı bir süreci yaşadığını hepimiz biliyoruz ama bu baskıcılık bu anti-demokratik süreçleri en fazla yaşayanların başında Zafer Partisi geliyor. Partimize yönelik hem karalama operasyonları hem hukuk görünümlü operasyonlar ardı arkası kesilmeden gerçekleştiriliyor. Arkadaşlarımız tutuklanıyor ve hapiste tutuluyorlar. Şimdi bir arkadaşımızın -Türk ama İran vatandaşı olan- sınır dışı edilmek istendiğini öğrenmiş durumdayız. Buradan iktidarı çok açık bir şekilde uyarmak istiyorum. Şu anda hapishaneden çıktıktan sonra yeni bir tecrit süreci içerisinde adeta yeni bir hapishane süreci içine alınan arkadaşımız Ramin’i İran da hapse girme ve işkence görme tehlikesine rağmen İran makamlarına teslim ederseniz Zafer Partisi’nin bu eyleminize karşı tepkisi düşüneceğinizin çok ötesinde sert olacaktır.
Yıllarca Cumhuriyet Halk Partisi’ni Azerbaycanlı kardeşlerimizi Stalin’e teslim ettikleri için Türk kamuoyu eleştirmiştir. Bu vakayı unutmamıştır. Şimdi siz, hem de ikinci dünya savaşının o zorlayıcı koşulları yokken İran rejimi tarafından Türk milliyetçisi olduğu için aranan bir kişiyi, Türk milletini sevdiği için ve Türk milletinin hukukunu savunduğu için uyduruk gerekçelerle molla rejimine teslim ederseniz orada işkence hanelere sevk ederseniz bunu unutmayız. Bunun hesabını sizden sorarız.
Yerel seçim sürecinde Zafer Partisi adaylarının basında mümkün olduğunca anti-demokratik bir şekilde karartıldığına sizler de şahit oluyorsunuz. Büyük haber televizyonlarında sözde Zafer Partisi’nin adaylarının bırakın açıklamalarını, aday açıklamaları sırasında isimleri dahi verilmiyor. Ancak bu seçmenin Zafer Partisi adaylarına verdiği desteği ortadan kaldırmıyor. Kalan sürede bu anti-demokratik yayın politikaları devam etse de sosyal medya ve sokaktaki Zafer Partililerin çalışmalarıyla Zaferli adayların yükselişi de devam edecek.